“Akademik Geriatri 2011 Kongresi”nde yaşlı nüfusu hızla artan ülkemizin sorunları tartışıldı
Akademik Geriatri Derneği tarafından 25-29 Mayıs 2011 tarihlerinde Antalya’ da gerçekleşen "Akademik Geriatri 2011" kapsamında 28 Mayıs Cumartesi günü düzenlenen basın toplantısında geriatrik yaş grubunun sorunları farklı başlıklar altında ele alındı. Basın toplantısına, Prof.Dr. Servet Arıoğlu (Kongre Eş Başkanı ve Hacettepe Üniv. Tıp Fak. İç Hastalıkları A.B.D Geriatri Ünitesi Başkanı), Prof.Dr. M. Akif Karan (Kongre Eş Başkanı ve İstanbul Üniv. Tıp Fak. İç Hastalıkları A.B.D Geriatri Bilim Dalı Başkanı), Doç.Dr. Mustafa Cankurtaran (Kongre Genel Sekreteri ve Hacettepe Üniv. Tıp Fak. İç Hastalıkları A.B.D Geriatri Ünitesi Öğretim Üyesi), Doç.Dr. Meltem Halil (Hacettepe Üniv. Tıp Fak. İç Hastalıkları A.B.D Geriatri Ünitesi) katıldı.
Basın toplantısında konuşan Kongre Başkanı Prof.Dr. Servet Arıoğul, 31 Aralık 2009’da açıklanan Adresi Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi verilerine göre, 72 milyon 561 bin 312 kişi olan Türkiye nüfusunun yüzde 7,01’inin 65 yaş ve üzerinde olduğunu söyledi. Türkiye’de nüfus hızla yaşlanırken, Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, beklenen yaşam süresinin de arttığını kaydeden Prof.Dr. Arıoğul, 2003 yılında 70,9 olan beklenen yaşam süresinin 2008 yılında 73,8’e yükseldiğini belirtti.
Prof.Dr. Servet Arıoğul, Türkiye’de beklenen yaşam süresi en uzun olan yerleşim yerinin Aydın’ın Nazilli İlçesi olduğunu söyledi. İlçede 60 yaş ve üstü nüfusun toplam nüfusun yüzde 23’ünü oluşturduğunu belirten Prof.Dr. Arıoğul, nüfusun yüzde 1,3’ünün de 90 yaş ve üzerinde olduğunu kaydetti.
Yaşlanan nüfusla birlikte Alzheimer hastalığının toplumsal sorun olarak ortaya çıktığını kaydeden Prof.Dr. Arıoğul, 65 yaş ve öncesinde yüzde 2 sıklığında görülen Alzhaimer’ın 65-75 yaş aralığında yüzde 6 seviyesine yükseldiğini belirtti. Prof.Dr. Arıoğul, 75-85 yaş aralığında hastalığın görülme sıklığının yüzde 20, 85 yaş ve üzerinde yüzde 50’ler seviyesinde olduğunu bildirdi.
Prof.Dr. M. Akif Karan ise sadece tıp mensuplarının değil, toplumun da yaşlılık konusunda eğitime ihtiyacı olduğuna işaret ederek, Türklerin yaşı ilerledikçe hastalıklarını yaşlılığa bağlayıp üzerinde durmadıklarını kaydetti. Prof.Dr. Karan, yaşlıların her sağlık sorununda mutlaka doktora başvurulmasını önerdi. Yaşlıların doktorların önerdiği ilaçların dışında eş dost tavsiyesiyle ilaç ve bitkisel ürünleri kontrolsüzce kullandığına, ancak yaşlıların ilaçların yan etkilerinden ölüme varan sonuçlara ulaşacak kadar olumsuz etkilendiğine değinen Karan, yaşlıların doktor önerisi dışında ilaç almamaları gerektiğinin altını çizdi.
Prof.Dr. M. Akif Karan, antibiyotik gibi bazı ilaçların yanlış kullanımının toplumun tümüne yan etkisi olduğuna da dikkat çekti. Prof. Karan, günümüzde yaşlıların çantalarında en az 2-3 ağrı kesici bulunduğuna işaret ederek, bu ilaçların bilinçsiz olarak kullanılması halinde böbrek ve kalp fonksiyonları üzerinde ciddi risk oluşturacağını belirtti. Yaşlılarda ilaç kullanımının günde ortalama 3-6 adet olduğunu, huzurevlerinde kalan yaşlılarda kullanılan ilaç sayının 10’u aşabildiğini kaydeden Prof.Dr. Karan, özellikle yaşlılar tarafından sıklıkla kullanılan ağrı kesici ve romatizmal ilaçlarının ülser, mide yaraları, böbrek ve kalp yetmezlikleri gibi yan etkileri olduğuna dikkati çekti.
Doç.Dr. Mustafa Cankurtaran da Türkiye’de 65 yaş üstü 5 milyon vatandaş olduğunu, bunun çok yakında 10 milyona yükseleceğini, artık yaşlıların evde yaşamlarını sürdürmelerinin zorlaştığını, ancak Türkiye’de yaşlı bakımevi sayısının yetersiz kaldığını bildirdi. Doç.Dr. Cankurtaran, gelişmiş ülkelerin günümüzde evde profesyonel bakıma yöneldiğini belirterek Türkiye’de 25 yaşlı bakım şirketi olduğunu ve bildiren bu sayısının artacağını düşündüğünü kaydetti.
Doç Dr. Meltem Halil, polikliniğine başvuran her 3 yaşlı hastadan birinde beslenme bozukluğunun tespit edildiğini ifade etti. Bu oranın hastane ortamındaki yaşlılarda yüzde 65’leri, bakımevlerinde kalan hastalarda ise yüzde 85’lere ulaştığını bildiren Doç.Dr. Halil, her yaşlının D vitamini ve B12 vitamini eksikliği açısından mutlaka değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti.
D vitamini eksikliğinin başta kemik erimesi, kas güçsüzlüğü olmak üzere birçok hastalığa neden olduğunu belirten Doç.Dr. Meltem Halil, B12 eksikliğinin ise hafıza problemlerine, denge bozukluklarına neden olduğunu kaydetti.