İspanyol gribi laboratuvar ortamında yeniden üretildi
Bilim insanları, dünyanın gördüğü en öldürücü virüslerden birini yeniden hayata döndürdü. Yaban ördeklerinde bulunan bir kuş gribi türünden yararlanarak ortaya çıkarılan İspanyol gribi, öldürücü virüsün günümüzde ne kadar kolay var olabileceğini de gözler önüne serdi.
Wisconsin-Madison Üniversitesi’nde yapılan deneylerde, 1918’de dünyayı kırıp geçiren salgının sorumlusu virüsün izlerini taşıyan kopyalar, dağ gelinciklerine bulaştırıldı. Virüs, hayvanlar arasında kolayca yayıldı.
Bazı bilim çevreleri, modern günümüzde bulunan kuş gribiyle genetiği değiştirilmiş İspanyol gribinin laboratuvar ortamında oluşturulmasının büyük bir risk olduğunu ve kontrol edilememesi halinde tehlikeli bir salgına neden olabileceğini öne sürdü.
Araştırmanın başında yer alan profesör Yoshihiro Kawaoka ise yaptıkları araştırmanın gelecekte grip salgınlarının önlenmesi ve kuş gribine karşı aşı geliştirilmesi adına önem taşıdığını belirterek, eleştirileri savuşturdu.
Kawaoka, çalışmalarında yatan tüm risklerin bilincinde olarak önlem aldıklarını ve herhangi bir salgın riskini minimize edecek şartları oluşturduklarını söyledi.
Yüzde 97 oranında benzerlik
Kawaoka, en yüksek ikinci derecede güvenlik önlemi bulunan bir laboratuvarda gerçekleştirilen deneylerde, salgının gelişimi ve yaygınlaşmasını gözlem ve kontrol etmek amaçlı her adımı incelediklerini belirtti. Araştırmacı, kuş gribinin doğada mutasyon geçirerek kolayca insanları etkileyebilen bir hale gelebildiğini, bu yüzden çalışmalarının olası salgınların önlenmesi adına büyük önem taşıdığını ifade etti.
Kawaoka, yaban ördeklerinden alınan sekiz kuş gribi türüyle oluşturulan virüsün, 1918’deki salgına neden olan virüsle yüzde 97 benzer olduğunu belirtti.
Harvard Tıp Okulu’ndan mikrobiyoloji profesörü Robert Kolter, çalışmayı görmezden gelerek, “bilim insanlarının hastalıkları gözlemleyebilecekleri düşüncesi her zamankinden daha zayıf” yorumunda bulundu.
Paris Pasteur Enstitüsü’nden Simon Wain-Hobson ise ‘virüsün laboratuvardan kaçamayacağını ancak hiçbir önemli faydasının da olmayacağını’ savundu.