TTB: Sağlık Bakanlığı “hekimlerin serbest meslek hakkını” engellemeye devam ediyor
Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve İstanbul Tabip Odası (İSTABİP), 3 Ağustos 2011 tarihinde yayınlanan “Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik” ile ilgili değişikliklere ilişkin yorumlarını bugün düzenledikleri bir basın toplantısıyla kamuoyuyla paylaştı. Açıklamaya, TTB Merkez Konsey Üyesi Dr. Osman Öztürk, İSTABİP Başkanı Prof. Dr. Taner Gören, İSTABİP Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Hasan Oğan ve İSTABİP Özel Hekimlik Komisyonu Koordinatörü Dr. Ümit Şen katıldı.
Açıklamada, yapılan son düzenlemenin hekimlere ve kamuoyuna Sağlık Bakanlığı tarafından bir müjde gibi lanse edilmesine karşın düzenlemenin içeriğinde hala hekimin serbest çalışma hakkının engellendiği belirtildi. Özellikle yeni açılacak muayenehanelerle ilgili aynı koşulların devam ettiği hatırlatılarak, 1219 sayılı yasa ile sadece bildirimle açılabilen muayenehaneler, devam eden maddeler nedeniyle açılmasının imkansız olduğunun altı çizildi.
Tüm bu değişikliklerin hızla tekelleşen sağlık sistemine ucuz iş gücü yaratmak için yapıldığı belirtilerek, mücadeleye devam edileceğinin bilgisi verildi.
Duyuruda aşağıdaki metne yer verildi;
SAĞLIK BAKANLIĞI “HEKİMLERİN SERBEST MESLEK HAKKINI” ENGELLEMEYE DEVAM EDİYOR
“Ayakta Teşhis Ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik” de 8. değişiklikle, var olan muayenehaneleri kapatıp yeni muayenehanelerin de açılmasını engellemeyi amaçlayan Sağlık Bakanlığı 9. değişiklikle “süre uzatmasına” gitti.
Tıp merkezleri, poliklinikler, radyoloji ve diğer laboratuvarlar ve muayenehanelerle ilgili getirilen yönetmelik hükümleri, hekimleri serbest çalışma haklarını ellerinden alarak tekelci sağlık sermayesine ucuz işgücü yapmak istemektedir. Bunun yanı sıra hekimlerin emeği ile yürütülen bu sağlık hizmetleri, sağlık hizmet alanı ulusal ve uluslararası sağlık tekellerinin egemenliğine terk edilmek istenmektedir.
Tüm hekimlerin ve hekimlik mesleğinin “mesleğini serbest yapabilme” hakkını ortadan kaldıran bu yasal düzenlemelere karşı Türk Tabipleri Birliği, İstanbul Tabip Odası ve İstanbul Tabip Odası Özel Hekimlik Komisyonu’nun yürüttüğü hukuksal ve demokratik mücadele sonucu Sağlık Bakanlığı zorunlu olarak yönetmelikte değişiklik yapma durumuyla karşı karşıya kalmıştır.
Bilindiği gibi 05.07.2011 tarihinde Danıştay 10. Dairesi Yönetmeliğe eklenen 12/D maddesinin 1. fıkrasında belirtilen birçok akıl ve bilim dışı isteklerin yürütmesini durdurmuş ve böylece muayenehaneleri kapatma gerekçesi olarak kullanılacak birçok fiziki koşul ortadan kalkmıştı.
Haklı ve demokratik mücadelemiz ve “4 Ağustos Kara Gün”ün yaklaşması 3 Ağustos 2011 tarihinde yeni bir değişikliğin yapılmasına yol açtı.
Mücadelemizin her anında serbest meslek hakkımızdan vazgeçmeyeceğimizi, muayenehanelerimizi kapatmayacağımızı ve Bakanlığın muayenehanelerimizi kapatmak için ısrar etmesi durumunda zor kullanması gerekeceğini, her muayenehanenin bir eylem alanı olacağını defalarca belirttik.
Gelinen noktada, yönetmelikte yapılan değişiklikler sanki sorun kendileri tarafından yaratılmamışçasına hekimlere kurtarıcı edasıyla “müjde” olarak duyurulmuştur.
“Kapatacağım” tehdidi savuranlar, bir yıldır binlerce hekimi ve hastayı mağdur edenler bir anda hekimlerin koruyucusu rolünü benimseyerek “hak dağıtan” durumuna geçmeye çalışmaktadır.
Yeni yönetmelik;
- Uyum süresinin 4 yıl daha uzatılmasını,
- Birden fazla hekimin ortak alanda çalışmasına olanak tanınmasını,
- 03.08.2010 tarihinden önce açılan muayenehanelerden deprem raporu istenmemesini,
- Özürlülerle ilgili düzenlemeleri
içerse de, esas olarak hala hekimlerin mesleklerini serbest olarak yapma hakkını engellemeye yönelik özünü korumaktadır.
Çünkü 1219 sayılı yasayla bildirim düzeyinde olan muayenehane açmak, yönetmeliklerle ruhsatlandırmaya tabi tutulmuş ve bizzat Bakanlık muayenehane açma konusunda kendini onay makamı olarak belirlemiştir.
Planlama ve İstihdam Komisyonu oluşturarak muayenehaneler dışında hekimlerin serbest çalışma alanlarıyla ilgili olarak açma-açtırmama yönünde karar verme yetkisi belirlemiş ve bu gücü elinde tutmaktadır.
Yönetmeliklerin hazırlanışında ve değişiklikler açısından hekimlerin meslek örgütleri olan Türk Tabipleri Birliği, tabip odaları ve uzmanlık dernekleri dinlenmemiş, Bakanlık her zamanki gibi kendi düşünce ve çıkarları doğrultusunda davranmıştır.
Muayenehanelerde yer alan giriş, kapı, asansör, merdiven, tuvalet ve lavabo gibi fiziki alanlarla ilgili olarak 03.05.1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununun Ek 1. maddesi ve ilgili diğer mevzuat hükümlerine uygunluk isteyerek konuyu bir başka kısıtlayıcı/engelleyici alana sokmuş, belirsizlik yaratarak başka yollarla amacına ulaşmayı tercih etmiştir.
Yeni açılacak muayenehaneler açısından;
- Binanın yapı kullanma izin belgesi,
- İlgili mevzuata uygun depreme dayanıklılık raporu,
- İlgili mevzuata uygun yangın için gerekli tedbirlerin alındığını,
- tesisatın kurulduğunu ve binanın bu açıdan uygunluğunu gösteren belgelerin
zorunlu olarak istenmesi ile Türkiye’deki imar sorunu bilerek ve isteyerek görmezden gelinmiş ve muayenehanelerin açılamaması yönünde önemli bir
engel olarak yeni yönetmelikte yer almıştır.
Tüm bunların yanı sıra yasal hükümlerden bağımsız olarak sağlık müdürlüklerince keyfi uygulamalarla hekimlerin serbest çalışma haklarının engellendiği, yasal haklarının kullanılması sırasında zorluklar çıkarıldığı yine bilinen gerçekler arasındadır.
Ayrıca “Muayenehaneleri kapatacağım” diyenlerin düşüncelerinde bilindiği kadarı ile herhangi bir değişiklik de henüz söz konusu değildir.
Gelinen noktada Sağlık Bakanlığı’nın sorun çözme yönteminin yanlışlığı, hekimlere, hekimlik mesleğine ve toplum sağlığına verdiği zararların değerlendirilmesi zorunlu hale gelmiştir.
Hekimlerin serbest çalışma hakkını savunmaktan vazgeçmeyip yeni gelişmelere paralel olarak bugüne dek sürdürdüğümüz mücadelemize, gerek hukuksal alanda gerekse demokratik platformlarda yine devam edeceğimizi bir kez daha yineleriz.
Saygılarımızla,
TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ
İSTANBUL TABİP ODASI