Akromegali ile yaşam derneğinden bir akromegali hastasının öyküsü
Akromegali hastalığının bilinirliğini artırmak ve erken önlem alınmasını sağlamak amacı ile Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından da onaylanan Akromegali Günü her yıl 15 Nisan’da gerçekleşiyor.
Kendisi de Akromegali hastası olan Akromegali ile Yaşam Derneği Başkanı Mehmet Özden, Akromegali Günü nedeni ile basın açıklaması yaptı.
2008 yılında kurulan Akromegali ile Yaşam Derneği olarak faaliyet amaçlarının, özellikle hastalığının farkında olmayan kişilere ulaşarak erken tanı için bilgilendirmek olduğunu belirten Özden, nadir görülen bu hastalığı topluma tanıtmak ve hasta eğitimleri ile de akromegalik kişilerin yaşam kalitesini yükseltmeyi hedeflediklerini bildirdi.
Mehmet Özden:
“Akromegali, erişkinlik döneminde hipofiz bezinde oluşan tümör nedeniyle büyüme hormonunun aşırı salgılanmasından kaynaklanan bir hastalık. Genellikle 30-40 yaş arası erişkinlerde görülüyor ve toplumda görülme oranı milyonda 60 civarında. Bu orana göre ülkemizde 4 bin 200 civarında akromegali tanısı almış hasta olması gerekirken; günümüzde tanı almış hasta sayısı bin 600-bin 700 civarında. Bunun nedeni hastalığın zaman içerisinde sinsice ilerlemesi ve hastalığa özgü şikâyetlerin süreç içinde ortaya çıkması. Ayrıca, hastanın her ayrı şikâyetini doktorların kendi uzmanlık alanları içinde değerlendirmesi de tanının gecikmesine neden olabiliyor. Böylece hastalığın kişide yaptığı tahribat erken dönemde önlenemiyor, tanı ve tedavi gecikiyor.”
dedi.
Akromegalinin kemik ve organların büyümesine yol açtığını belirten Özden, buna bağlı olarak hastada her geçen gün yeni bir sağlık sorunun oluştuğuna ve yaşam kalitesinin düştüğüne dikkat çekti. Mehmet Özden, tanı öncesinde ellerinin ve ayaklarının büyümesine; yüzünün kaba bir görüntü oluşturmasına rağmen bu tabloyu bir hastalıkla bağdaştıramadığını, 43 numara ayakkabı giyerken 47 numaraya çıkan ayakkabı numarasının karşısında sadece ayakkabı arayışı içine girdiğini anlattı. Özden:
“Vücuduma dar gelen elbisemi 5-6 ay sonra tekrar yenisiyle değiştirdim. Büyüyen parmaklarıma olmayan alyansımı takamayınca eşimin kuşkucu sorularına gerçek anlamda bir savunma getiremedim. Sağlık şikâyetlerim nedeniyle pek çok doktora başvurdum. Bu yüzden solunum zorluğum nedeniyle burun ve boğaz ameliyatları geçirdim; geceleri solunum cihazı kullandım. Yüksek tansiyonum, baş ve eklem ağrılarım, aşırı terlemem, vücudumdaki siğiller nedeniyle farklı tanılar ve tedaviler aldım. 2002 yılında, Ankara dışında yaşayan ve dâhiliye uzmanı olan bir arkadaşım beni ziyarete geldi, arkadaşımla 5-6 yıl görüşememiştik. Beni görünce ilk bakışta ‘Sen akromegali hastasısın’ dedi. Ertesi gün beni Gülhane Hastanesine götürdü. Böylece Akromegali tanısı aldım ve tedavi sürecine girdim. Bu süreç içinde hipofiz tümörü ameliyatı geçirdim ve 2002 yılından bu yana endokrinoloji uzmanlarınca tedavi edildim. Bundan sonrada endokrinoloji uzmanlarınca izleneceğim. Zira tümör nedeniyle oluşan büyüme hormonu (BH) düzensizliğinin tahribatından korunmak zorundayım. Bu nedenle düzenli olarak ilaç kullanıyorum ve endokrinoloji uzmanı olan hekimimle olan randevularımı hiç aksatmıyorum. Aldığım ilaç tedavisi sayesinde semptomlarım hafifledi. Eğer tedaviye ulaşamasaydım yaşayabileceğim sorunlar da büyük oranda artacaktı. Buna rağmen 2 yıl önce kalın bağırsak polip operasyonu geçirdim. Bozulan diz eklemlerim yüzünden üç ay önce iki ayağıma diz protezi takıldı. Bu nedenle hastalığın kesintisiz takip ve tedavisi çok önemli”
dedi.
Mehmet Özden, akromegali hastalığının erken tanı sayesinde yarattığı hasarların ve beraberinde getirdiği risklerin kontrol altına alınabileceğini vurguladı.