Creasoup

Farmaskop - İlaç ve Sağlık Profesyonellerinin Dergisi

19 Haziran 2013, Çarşamba 14:04

Türk robotu “İbni-i Sina”nın büyük başarısı

Türk bilim insanları tarafından bulunan ve dünyaya “İbni-i Sina (Avicenna) diye isimlendirilerek tanıtılan robotla yapılan lazer taş kırma ameliyatında, 3.5 santimetreden daha büyük taşlar, açık cerrahiye gerek kalmadan küçük parçalar halinde kırılarak kuma dönüştürülüyor ve hastanın idrar yoluyla dışarı atması sağlanıyor.

Üroloji Uzmanı  Prof. Dr. Remzi Sağlam, böbrek taşının Türkiye, İtalya, Yunanistan ve İran gibi gibi belli bir sıcaklık kuşağındaki ülkelerde çok görüldüğünü söyledi.

Böbrek taşının erkeklerde görülme sıklığının daha yüksek olduğunu belirten Sağlam, “Ülkemizde erkeklerin yüzde 4’ünde, kadınların da yüzde 3’ünde böbrek sorunu ile karşılaşılıyor” dedi.

Sağlam, büyük böbrek taşının organ içinde tıkanıklığa ve enfeksiyona neden olabildiğine dikkati çekerek, bunların mutlaka yok edilmesi gerektiğinin altını çizdi. Açık cerrahi uygulanarak alınan taşların, son 15 yıldır hastaya hiçbir kesi yapılmadan yok edilebildiğini dile getiren Sağlam, bunun için lazer teknolojisinin kullanıldığını bildirdi.

HEKİME VE HASTAYA KONFOR SAĞLAYAN ROBOT, LAZER TEKNOLOJİSİYLE BULUŞUYOR

Açık cerrahinin yerini alan yeni yöntemde “fleksibil üreterorenoskop” denilen kıvrılabilen aletlerle, idrar kanallarına girilerek böbreğe ulaşıldığını ve böbrek içinin ekrandan net şekilde görüldüğünü aktaran Sağlam, böbrek içindeki tüm boşlukların tek tek kontrol edilerek taş bulunup bulunmadığının tespit edildiğini anlattı.

Sağlam, taşların yeri belirlendikten sonra özellikle hekime büyük konfor sağlayan ve daha hassas çalışmasına olanak tanıyan Türk bilim insanlarının imzasını taşıyan İbni Sina rabotu ile kumanda edilerek yapılan lazer uygulamasıyla taşların toz haline getirildiğini belirten Sağlam, robot ile gerçekleştiren ameliyatın hekime avantaj sağladığını ifade etti. Sağlam, şunları kaydetti:

“Fleksibil üreterorenoskop denilen aleti böbreğe yerleştiriyor, taşı buluyor ve aleti roboto bağlıyor ve lazerle kırma işlemine başlıyoruz. İnce ince çalışarak taşı kırmıyor, toz haline getiriyoruz. Bu nedenle, işlem uzun sürebiliyor. Operasyon, taşın büyüklüğüne göre değişmekle birlikte 30-120 dakika arasında değişiyor.

Toz haline gelen taş, çayda eriyen şeker gibi oluyor ve idrarla atılıyor. Bir milimetreden daha küçük parçacıkların atılması sırasında hasta hiçbir şekilde rahatsızlık hissetmiyor.”

ROBOTUN HEKİME SUNDUĞU KONFOR, AMELİYAT BAŞARISINI ARTIRIYOR

Fleksibil aletlerin böbrek içindeki ucunu robot kumanda ettiği için hekimin çok hassas hareket etme imkanı bulduğunu, bunun da ameliyat başarısını artırdığını vurgulayan Sağlam, “Eski sistemde işlem, ayakta yapıldığından hekim için çok yorucu oluyordu. Oysa robot ile hekim oturarak, kumanda ile ameliyatı tamamlayabiliyor. Yorulmadığından daha dikkatli ve özenli olabiliyor.

Ayrıca hekim radyosyon almamak için üzerine 4 kilogram ağırlığında özel gömleği giyinmek zorunda kalmıyor. Ameliyat uzaktan yapıldığından radyasyon riski bulunmuyor ve hekim gömleksiz çalışabiliyor. Elle gerçekleştirilen tüm hareketler, robotla çok daha hassas bir şekilde yapılabiliyor.”

Sağlam, ayrıca ameliyatta kullanılan cihazların kolay bozulabildiğini, robotla kullanım söz konusu olduğunda kullanım süresinin uzadığını, bunun da hasta başı maliyeti düşürdüğünü ifade etti.

YÖNTEM, TAŞIN KANALA DÜŞMESİ HALİNDE YAPILAMIYOR

Bu teknikle gerçekleştirilen operasyonda hastada hiç kesi bulunmadığına, buna bağlı enfeksiyon riskinin de önemli ölçüde azaldığına işaret eden Sağlam, “Hasta, operasyonun ertesi günü taburcu olup işine gidebiliyor. Yeniden taş meydana gelen hastalarda da aynı ameliyatın tekrarlanmasında sakınca bulunmuyor” diye konuştu.

Sağlam, robotla gerçekleştirilen lazer taş kırma ameliyatının “taşın üreter denilen kanala düşmesi halinde yapılmadığına” dikkati çekti. Bu yöntemin daha çok böbrekten yeni çıkmış ya da böbrek içindeki taşlar için kullanıldığını belirten Sağlam, “Hastanın böbrek boşluklarında birer santimetrelik taşları varsa, tedavi için çok uygundur. Böbrekte tek taş varsa ve 3.5 santimetreden küçükse de yöntem başarılı bir şekilde uygulanabilir” diye konuştu.


SİZ DE YORUM YAPIN

Önceki yazıyı okuyun:
Aşırı kilo, uyku apnesi için risk faktörü

Uyku apne sendromu erkeklerde, kadınlara göre iki kat daha fazla görülüyor. Özellikle aşırı kilolu olmak, uyku apnesi için önemli bir...

Kapat