Creasoup

Farmaskop - İlaç ve Sağlık Profesyonellerinin Dergisi

15 Temmuz 2013, Pazartesi 10:26

Açık ameliyat yapmak artık bir tıp hatasıdır!

Dünyada çikolata kisti konusunda bir duayen kabul edilen Fransız doktor Prof. Dr. Arnaud Watties, Türkiye’ye geldi. Bu yıl dördüncüsü düzenlenen Endometriosis Course’a, Prof. Dr. Mustafa Bahçeci’nin davetlisi olarak katılan Strazburg Avrupa Endoskopi Okulu Yöneticisi Watties; çikolata kistlerini anlattı:

Çikolata kisti; kadının profesyonel, cinsel ve günlük hayatını etkiler. Kısırlığa neden olabilir. Bu yüzden tanısının konulması ve tedaviye bir an önce başlanması çok önemlidir. Sabah Gazetesi’nde yer alan habere göre; küçük bir bağlantı olsa da, bu kistin kansere dönüşmeyeceğini söyleyebiliriz.
Çikolata kisti olan hastanın ille ağrısı olacak diye bir şey yoktur; ağrısı olmayanda da görülebilir. Çoğunlukla doğumla geçer ama üç çocuğu olanda da görülebilir.
Bu hastalık; adet kanamasının aşağı doğru akmasından değil, karın boşluğuna doğru akmasından kaynaklanır. Hastaya ilaç verip, adet kanamasını kesip menopoz etkisi yaratabiliriz ve ağrıyı ortadan kaldırabiliriz. Ama ilaç sadece ağrıları geçirir, kisti geçirmez. Eğer ağrı varsa ve kadın gebelik düşünüyorsa; ameliyat şarttır.
Ameliyatın profesyonel eller tarafından yapılması gerekir çünkü aksi taktirde kısırlığa neden olabilir. Bazı doktorlar çikolata kistini o kadar kötü alırlar ki; yumurtalıklara kalıcı hasar verebilirler. Bu yüzden ameliyatın laparoskopik olarak yapılması şarttır. Laparoskopi ile en az doku kaybı olur. Bu hastalıkta açık ameliyat yapmak bir tıp hatasıdır. Cerrahın laparoskopiyi iyi bilmesi, hastalığı tanıması gerekiyor.

EL ÖNEMLİ DEĞİL 

Robotik ameliyatlar da başarılı oluyor ama pahalı. Laparoskopiyle karşılaştırıldığında sonuç olarak birşey fark etmez. Hasta, 6 bin Euro daha fazla verir.
Ameliyat, cinsel hayatı olumlu etkiliyor çünkü cinsel birleşme esnasında oluşan ağrıyı ortadan kaldırıyor.
Benim için ameliyat yüzde 85 kafada biter; el kabiliyeti yüzde 15 oranında önemlidir. Öğrenmek, bilmek anlamına gelmez. Öğrenmek hafıza; bilmek filozofluk ister. Bu yüzden elin çok önemi yoktur.

ÜÇ ÇEŞİT AĞRI VARSA YÜZDE 90 ÇİKOLATA KİSTİ
Çikolata kistinin tanısını koymamız neredeyse dokuz yılımızı aldı. Bu hastalığın iki ana belirtisi vardır. Bunlardan biri ağrı, diğeri de kısırlıktır.
Kisti olanlarda üç çeşit ağrıya rastlanır; adet dönemindeki ağrılar, cinsel birleşme esnasında oluşan ağrılar ve tuvalet sırasında oluşan ağrılar. Çikolata kisti olan bir hasta; ağrıları sebebiyle işine gidemeyebilir.
Hastada bu üç çeşit ağrı varsa; yüzde 90 ihtimalle çikolata kisti vardır. Ama her hastada üçü birden görünmeyebilir. Mesela bazılarında adet döneminde o kadar çok ağrı olur ki; acile gitmeleri gerekir. Bu tip hastalarda da büyük ihtimalle çikolata kisti vardır.

GENÇ HASTALARDA KİSTİN TEKRARLAMA RİSKİ YÜKSEK
Ameliyat kararının verilmesinde ikinci bir görüşe her zaman ihtiyaç vardır. Mesela bugün bir ameliyat yaptık; hasta bizden önce beş kez daha ameliyat olmuş. Eğer ameliyat doğru yapılmazsa; hastalık tekrarlayabilir ve ikinci bir ameliyat gerekebilir. Zor ve riskli bir ameliyat olduğu için doğru ellerde yapılması çok önemlidir. Bu yüzden farklı görüşler almakta fayda vardır.
Öte yandan en iyi cerrah bile ameliyatta alınması gereken parçayı yüzde 100 alamayabilir. Bu yüzden bu tür kistlerin tekrarlama riski vardır. Ameliyat olan hasta ne kadar gençse; tekrarlama riski o kadar fazladır.

KADINLARIN YÜZDE 15’İNDE GÖRÜLÜYOR
Çikolata kisti kadınların yüzde 15’inde görülüyor. Ama kist bazılarında çok büyük, bazılarında ise çok daha küçük boyutlarda olabiliyor. Hastaların hepsinin genç olduğunu söyleyebiliriz. Çikolata kistinin en yaygın görüldüğü yaş grubu; 25-35.
Hastalığın görülme sıklığı kadının yaşına, esmer ya da sarışın olmasına göre değişebiliyor. Mesela adalardan gelen hastalarda çikolata kistine daha fazla rastlanıyor.

AMELİYAT İÇİN İLK ŞART AŞIRI AĞRIDIR
“Ameliyat için gerekli şartlardan biri; çok fazla ağrının olmasıdır. Kist, idrar kanallarını tıkamışsa, böbreklerin kaybedilme riski varsa veya bağırsakta darlığa neden olmuşsa; ameliyat şarttır. Ağrı azsa ve ilaçlarla geçiyorsa, operasyona gerek olmaz. Ağrı olmamasına rağmen hamile kalamayanlara ise ameliyat değil; tüp bebek öneriyoruz.”


SİZ DE YORUM YAPIN

Önceki yazıyı okuyun:
İtalya’da tıp tarihine geçecek tedavi

İtalya'nın Milano kentinde 1995 yılında faaliyete geçen San Raffaele-Telethon Gen Tedavisi Enstitüsü'nün (TİGET) 2010 yılında başlattığı çalışma kapsamında temelinde genetik bozukluk olan sinir sistemini...

Kapat