Aile arası kan bağışı tehlikeli
Zorda kalmadıkça birinci derece akraba kanını kullanmanın sakıncalı olabileceği bildirildi.
Doğu Karadeniz Kızılay Kan Merkez Müdürü Dr. Dila Baran, kanın yapay olarak üretilemediğini, bu yüzden kan bağışının çok önemli olduğunu vurguladı.
İnsan vücudunun hayat boyu aynı kanı üretmediğini belirten Baran, ” İnsan vücudu eskiyen kanı idrar yoluyla vücuttan atıyor. Bu yüzden kanımız zayi olacağına 3 kişinin hayatını kan bağışı yaparak kurtarabiliriz. Aldığımız bir ünite kandan eritrosit, trombosit ve taze donmuş plazma olarak 3 ünite kan elde ediyoruz. Bu nedenle verilen bir ünite kan 3 kişinin hayatını kurtarabiliyor” dedi.
Baran, Trabzon’un Doğu Karadeniz’nin kan merkezi olduğunu ifade ederek, ” Trabzon, Rize, Artvin, Gümüşhane, Giresun ve bunlara bağlı ilçe hastaneleri de olmak üzere hepsinin kan ihtiyacını Türk Kızılayı olarak biz karşılıyoruz. Bu yüzden stoklarımızı doldurmamız çok önemli. Dolayısıyla halkımızı kan bağışı yapmaya davet ediyoruz. Kan bağışının insan vücuduna asla zararı yok” diye konuştu.
Toplumda en zor bulunan kan grubunun AB Rh negatif olduğunu vurgulayan Baran, şöyle devam etti:
“Bu kanı taşıyan yüzde bir bile değil, bin kişiden altısında bulunuyor. Negatif grupları hastanelere tek tek gönderdiğimiz halde yetebiyor ancak pozitif grupları 150-150 gönderdiğimiz halde zaman zaman yetmeme durumları oluyor. Toplumda en çok bulunan A rh pozitif kan grubu bile yeri geliyor en çok aradığımız kan grubu oluyor. Bu nedenle kimse benim kanım çok bulunuyor, ben vermesem de olur diye düşünmesin. Gün gelir o en çok bulunan kan grubuna bile ihtiyacımız olabiliyor.”
Baran, aile arası kan vermenin sakıncalı olabileceğine dikkati çekerek, “Toplumda ‘benim kan vermeme gerek yok çünkü aileme lazım olursa ben verebilirim’ diye bir görüş hakim. Bu görüş kesinlikle yanlıştır. Biz genetik yapımızı, kromozomlarımızı annemizden ve babamızdan alırız. Dolayısıyla bizim kan hücrelerimiz çok benzeşir” dedi.
Zorda kalmadıkça birinci derece akrabalara kan verilmemesi gerektiğini vurgulayan Baran, “Birinci derece akrabalarımıza kan verdiğimizde kişinin vücudu, ‘bu kan hücreleri bana çok fazla benziyor, acaba kendini bana çok fazla benzetmiş düşman hücresi mi yoksa kendi hücrem mi’ diyerek çok ciddi ölümcül sonuçları olan bir reaksiyon başlatabiliyor. Dolayısıyla zorda kalmadıkçı birinci derece akraba kanı kullanmak uygun değildir. Bu durum eğer zorunluysa alınan kanın mutlaka ışınlanması gerekiyor” diye konuştu.
Kan ve kan ürünlerinin herkese lazım olabileceğini, sadece kaza, ameliyat olarak değerlendirilmemesi gerektiğini, düzenli kan alan hastaların olduğunu belirten Baran, erkeklerin 3 ayda bir, kadınların ise 4 ayda bir kan vermesi gerektiğini de sözlerine ekledi.