Creasoup

Farmaskop - İlaç ve Sağlık Profesyonellerinin Dergisi

10 Haziran 2014, Salı 13:47

Alkol tespitinde yeni yöntem Türkiye’de

Hacettepe Üniversitesi bünyesinde hizmet veren Alkol Bilimsel Uygulama ve Araştırma Merkezi, kişinin alkollü olup olmadığını ölçen yeni yöntemi Türkiye’de ilk kez uyguladı.

Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Rıza Tümer, yaptığı açıklamada, alkolün insanlık tarihinde bazen besin kaynağı olarak, bazen dezenfektan olarak, bazen de tıbbi amaçlar için kullanıldığını anlattı.

Ancak günümüzde alkolün en sık kullanım nedeninin depresan etkisi olduğuna işaret eden Tümer, “Bu depresan etki, kişiden kişiye ve birçok etkene göre değişmek ile birlikte beynin çalışmasını yavaşlatarak az miktarlarda alkol alındığında algı yavaşlaması, rahatlama etkisi oluşturur iken miktar arttıkça dikkatini verememe, kendini dizginleyememe, kontrolsüzlük gibi etkiler oluşturur” diye konuştu.

Kişinin alkol etkisinde olup olmadığının ve alkol miktarının adli olaylarda önem kazandığını anlatan Tümer, bu nedenle olaya karışan bir kişinin alkollü olup olmamasının hukuk sistemi içerisinde sorgulanan bir durum olduğunu söyledi.

Alkol kanda her saat azalıyor

Kişilerin alkollü olup olmadıklarının tespitinde en kolay yöntemin, nefes yolundan alkolün tespit edilmesi olduğunu anımsatan Tümer, bu yöntemde potasyum bikromat ve sülfürik asit içeren çözeltinin bulunduğu alkolmetreye üflenerek, nefeste alkol parçacıkları varsa çözeltideki renk değişikliğini gözlemleyerek kişinin alkollü olup olmadığının belirlendiğini kaydetti.

Ancak bu yöntemin gerek kullanılan alkolometrenin standardizasyonunun yetersiz olması gerekse de kişi nefesinden kaynaklanan değişik nedenlerle hiçbir zaman kesin sonuç olarak kabul edilemeceğini vurgulayan Tümer, bu nedenle kanda alkol (etanol) miktarına bakıldığını ifade etti.

Kanda etanol miktarının kişinin meyve yemesi, bazı ilaçları alması, bazı metabolik hastalıklarda dışarıdan alkol almamasına rağmen yüksek sonuçlar verebildiğini belirten Tümer, bu durumun özellikle alkol almadan mesleğini yapması gereken iş alanlarında ve adli olaylarda kişiyi mağdur ettiğini bildirdi. Tümer, “Bu durumun tam tersi olarak da kişi olay anında alkollü olmasına rağmen eğer kanda etanol miktarını geç ölçtürür ise alkolsüz olarak tespit edilebilir. Çünkü alkol kanımızda her saat belli bir miktar azalır” bilgisini verdi.

Yeni yöntem Türkiye’de

Prof. Dr. Tümer, 2000’li yılların başlarında kişinin alkol alıp almadığının tespitinde üçüncü bir yöntemin ortaya konduğunu bildirdi. Bu yöntemi alkolün karaciğerde metabolize olup ortaya çıkan ürünü değil, hücrelerde yıkılıp oluşturduğu küçük metabolitlerin tespit edilmesine dayandığını açıklayan Tümer, bu küçük metabolitlerin kanda ve idrarda daha uzun süre kalarak kişinin son 24 saatte alkol alıp almadığını da ortaya koyabildiğini belirtti.

Avrupa ve Amerika’da, kanda alkol araştırılmasının yanında bu küçük metabolitlerin adli tıp laboratuvarlarında rutin uygulama olarak kullanıldığını dile getiren Tümer, alkol minör metaboliti ismi verilen bu maddeler üzerine Türkiye’deki ilk bilimsel çalışmanın HÜ Adli Tıp Anabilim Dalı ve HÜ Alkol Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından yapıldığını bildirdi.

Tümer, yeni yöntemle ilgili şu bilgileri verdi:

“2012 yılında merkezde yapılan bu çalışmayla ölümle sonuçlanan olaylarda kişilerde ölüm sonrası oluşan alkol ile dışarıdan almış olduğu alkolün ayrımında bu yöntemin kusursuz olduğunu ortaya koymuş, bu tarihten günümüze kadar alkol minör metabolitleri üzerine çok sayıda çalışma merkezde yapılmıştır.

Bu çalışmalar göstermektedir ki özellikle trafik kazaları ve kriminal olaylarda kişinin alkol alıp almadığının tespitinde yalnızca nefes ve kanda alkolün tespiti değil alkolün minör metabolitlerinin de tespiti daha sonra ortaya çıkacak hukuki sorunların önlenmesi açısından çok önemlidir.

Hacettepe Üniversite Alkol Araştırma ve Uygulama Merkezi ve Adli Tıp Toksikoloji Laboratuvarı, Türkiye’de alkol alım şüphesi olan kişilerde alkol analizini hem kanda etanol tespiti hem de minör metabolitlerin tespitini yaparak alkol konusunda ortaya çıkacak sorunların önlenmesi yönünde önemli bir ilki başarmıştır.”


SİZ DE YORUM YAPIN

Önceki yazıyı okuyun:
Kök hücre bekleyenlere umut

TÜRKÖK Projesi kapsamında, Kızılay'ın kan bağışçılarından elde edilecek 4,5 milyon donörlük veri tabanının, kök hücre bekleyenlere umut olması bekleniyor. Türk...

Kapat