Creasoup

Farmaskop - İlaç ve Sağlık Profesyonellerinin Dergisi

16 Temmuz 2014, Çarşamba 16:30

Alzheimer’ın erken tanısı gözde saklı

Alzheimer hastalığını erken teşhis edip daha ucuza tedavi etmek isteyen araştırmacılar ve bilimadamlarını, tedavinin göz ve koku alma duyusu ile ilgili hastalıkların verdiği sinyallerle bulunabileceğini düşünüyor. Geçtiğimiz pazar günü Alzheimer’s Assosication adlı gönüllü sağlık kuruluşunun Kopenhag’da düzenlediği konferansta, bilimadamlarının gözün retinasında, merceğinde ve koku alma duyusunda gerçekleşen bazı biyolojik değişimlerin Alzheimer hastalığında dair ipuçları verebileceğini düşündükleri belirtildi.

The Wall Steet Journal’ın haberine göre; Alzhemier hastalığının teşhisi ilk olarak klinik muayenehanelerde yapılan hafıza testleri ve beyin işlevlerini anlamaya çalışan sorularla konuluyor. Alzheimer’s Association’ın tıbbi ve bilimsel danışma kurulu üyesi, Mayo Clinic’te nörolog olarak çalışan David Knopman, hastalığın ilk evrelerinde teşhis koymak için araştırmacıların – özellikle de biyolojik belirleyiciler kullanarak – yeni yöntemler bulmaya çalıştığını söyledi.

Alzheimer hastalığı, yıllarca beynin içinde gizlice ilerleyip sonra hafıza kaybı belirtileriyle belirlenebiliyor.

Doktor Knopman, göz ve koku alma duyusundaki değişiklikleri saptamanın muayenehanelerde ve diğer kliniklerde kolaylıkla uygulanabilecek bir yöntem olduğunu belirtti.

Bazı insanlar bu zor hastalığa yakalandıklarını erkenden öğrenmek istemese de, henüz bir tedavi yöntemi bulunamayan Alzheimer’ın erken teşhisi tedavi alanındaki araştırmaların gelişmesi adına fayda sağlayabilir. Erken teşhis sayesinde belirlenen adaylarla yapılacak testler ve hastalık süresince beyinlerindeki değişikliklerin takibi sayesinde tedavi yöntemleri geliştirilebilir.

Hastalığı modifiye eden deneylerle yapılan pek çok tedavi henüz gelişme aşamasında. Alzheimer’ın tedavisinin bulunması durumunda yeni hedefler, Alzheimer’a yakalanma olasılığı yüksek olan insanları belirlemek ve onları hafıza kayıpları başlamadan önce tedavi etmek olacak.

Günümüzde hastaların beynindeki değişimleri görüntülemek önemli bir patolojiyi, küme halindeki protein amiloyitleri belirlemek adına kullanılıyor ancak pahalı olduğu için genellikle muayenehaneler yerine araştırmalarda kullanılıyor.

Alzheimer’ın kan testleri aracılığıyla teşhis edilme çabaları kamuoyunda büyük bir etki yaratsa da uzmanlar bunun ne zaman yapılmaya başlayacağı konusunda bir kesinlik olmadığını söylüyor.

Alzheimer hastalığının belirtisi olan amiloyit plaklar aynı zamanda gözde de birikiyor. Özel şirketler tarafından yürütülen iki araştırmada da gözdeki amiloyit plakların göz taramalarıyla rahatlıkla belirlenebileceğini ve amiloyit miktarı sonuçlarının beyindekilerle fazlasıyla bağlantılı olduğunu belirtiliyor.

Biyoteknoloji firması Cognoptix Inc., göz merceğindeki amiloyit miktarını tespit etmek için uğraşıyor. Avusturya’nın bilim alanındaki resmi kurumu CSIRO Avusturya ve ABD’deki ortağı NeuroVision Imaging LLC, gözün arkasınında bulunan retinayla ilgili çalışmalar yapıyor.

CSIRO Avusturya’da çalışan araştırmacı Shaun Frost, retinanın “beynin dışındaki bir beyin parçası” olduğunu söyledi.

Toplam 200 katılımcının olduğu araştırmadaki ilk 40 hasta üzerinde yapılan deneylerde retinadaki amiloyit plak oranının beyindeki oranla iişkili olduğu belirlendi. Frost, araştırmanın bu yıl biteceğini söylüyor.

Alzheimer tedavisinde göz taramalarının hafıza testlerinden daha yararlı olup olmayacağını zamanla belli olacak. Şu an için gözden alınan sinyallerin hastalığın ilerlemesinde rol oynayacağını gösteren araştırma sayısı sınırlı.

Koku alma merkezinin beynin tam ortasında olması, koku duyusunun Alzheimer hastalığına karşı savunmasız olmasına neden oluyor. Bu nedenle de hastalığın ilk aşamalarında kokuları ayırmak güçleşiyor.

Kolombiya Üniversitesi psikoloji ve psikiyatri profesorü Davangere Devanand, 2004 – 2006 yılları arasında 1,000 hasta olmayan insanlarla yapılan basit bir koku testi araştırmasının sonunda kokuları ayırt edemeyen bireylerin, araştırmanın başında kavramsal açıdan “normal” bile olsalar Alzheimer’a yakalanma risklerinin daha yüksek olduğunu söyledi.

Sigara içmenin ve Parkinson ile şizofreni gibi hastalık belirtilerinin de koku duyusunu etkileyebileceğini söyleyen araştırmacılar, bu konuda daha fazla araştırma yapılması gerektiğini vurguluyor.


SİZ DE YORUM YAPIN

Önceki yazıyı okuyun:
İlk yerli morfin tablet ruhsat bekliyor

Ağrı tedavisinde kullanılan, maliyeti ve yan etkileri yüksek sentetik ağrı kesiciler yerine uygulanacak, en etkili ve yan etki bildirimi en...

Kapat