DEHB Enstitüsü Türkiye’nin önde gelen çocuk psikiyatristlerini bir araya getirdi
Türkiye’nin önde gelen çocuk psikiyatristleri, Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) hastalığında ulaşılan noktayı ve hastalığın tedavisi konusunda gelişmeleri tartışmak üzere Janssen Türkiye tarafından desteklenen 4. DEHB Enstitüsü’nde bir araya geldiler.
Çocukluk çağında %5-7, erişkinlikte %2-4 gibi yüksek bir oranda görülen tıbbi bir hastalık olan DEHB, çocuklukta başlıyor ve sıklıkla (%60-70) erişkinliğe kadar sürüyor.1 Hamilelikte sigara kullanımının, hamilelikte ve büyüme süresince beslenmede kurşuna, ağır metallere maruz kalmanın ve diğer bazı faktörlerin ileride DEHB belirtilerinin şiddeti üzerinde belirleyici rol oynadığı biliniyor.1
DEHB’in öncelikle nörobiyolojik bir rahatsızlık olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Bengi Semerci, DEHB’de erken tanı ve tedavinin öneminden bahsetti ve DEHB’in %80 oranında tedavi edilebileceğini söyledi. Prof. Semerci,
“Tedaviye ne kadar erken başlanırsa çocuğun kayıpları o kadar az olur. Tedavi edilmediği takdirde DEHB, okuldan atılmadan madde bağımlılığına kadar birçok sorunu da beraberinde getirir”
dedi. Prof. Dr. Eyüp Sabri Ercan ise,
“Tedavi edilmemiş DEHB, yetişkinlikte başarı düşüklüğünün yanı sıra kazalara sebebiyet verme, erken hamilelik, sık boşanma gibi sosyal problemlere de yol açıyor. Araştırmalara göre DEHB’li yetişkinlerin %43’ü DEHB nedeni ile işlerini yitiriyorlar”
dedi.
Toplumun DEHB hakkında eğitilmesi çok önemli
Prof. Dr. Yankı Yazgan, DEHB’nin tek başına devam eden bir hastalık olmadığını, ilerleyen dönemlerde tedavi edilmez ise ek psikiyatrik bozukluklarla birlikte görülme sıklığının artabileceğini belirtti.
“Gerek hekimlerin, gerekse aileler ve eğitimcilerin hastalık hakkında bilinçlendirilmesi şart”
diye konuşan Prof. Dr. Yazgan,
“DEHB erken yaşta tedavi edilmez ise DEHB belirtilerİ erişkinlikte %85 oranında devam ediyor. Kaygı bozukluğu, depresyon ve bipolar gibi psikiyatrik bozukluklar da DEHB’ye sıklıkla eşlik ediyor”
dedi.
Sosyal ve akademik başarı tedavi ile beraber geliyor
DEHB’nin doğru tedavisi ile kısa sürede çocuğun sosyal ve akademik yaşamında olumlu gelişmeler yaşandığına dikkat çeken Prof. Dr. Nahit Motavalli Mukaddes
“Hastaların tedavilerini düzenli devam ettirmemeleri DEHB tedavisinin başarısını düşürür. Başarısız ve dağınık bir çocuğun, düzenli takip edilen bir tedavi sonucu sosyal ve akademik açıdan çevresinde aranan bir bireye dönüşmesini gözlemleyebilirsiniz”
dedi.
Prof. Dr. Mukaddes,
“Elbette her yaramaz çocuğa Dikkat eksikliği ve Hiperaktivite bozukluğu teşhisi konulamaz. Ayrıca dikkat eksikliği olan her hastada hiperaktivite belirtisi de olmayabilir. DEHB tanısını koyarken ailenin yanı sıra çocuğun kendisi ve eğitimcileriyle de görüşmeler yapılmalıdır. Çocuğun çevresinin de tedavi süresince hekimle işbirliği içerisinde davranmaları sağlanmalıdır”
sözleri ile tedavinin iyi sonuç vermesi için işbirliğin önemini vurguladı.
Kaynak:
- Ercan E.S., “Erişkin Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu”, Dönence Basım ve Yayın Hizmetleri, 2009, ISBN: 978-975-7054-89-4, S.16-30.