eDetailing ve temsilci ziyareti arasındaki tercih uzmanlık alanına göre değişiklik gösteriyor
ABD’deki 118 doktor arasında satış temsilcisi ya da edetailing tercihlerinin ortaya koymak için yapılan çevrimiçi araştırma ilginç sonuçlar ortaya koydu. Araştırmanın sonuçlarına göre kimi uzmanlık alanlarındaki doktorlar satış temsilcilerinin kendilerini ziyaret etmelerini tercih ederken, kimileri edetailing‘i benimsiyor. Sonuçlar ayrıca, doktorların tanıtım materyallerinin içeriğinden beklentilerinin de yine uzmanlık alanına göre değiştiğini gösteriyor.
Industry Standard Research (ISR) tarafından gerçekleştirilen araştırmanın sonuçları son iki yıl içinde onkologlara gerçekleştirilen kişisel ziyaretlerin %14 oranında düştüğünü, fakat bu gruba yönelik edetailing çalışmalarında %4 artış yaşandığını gösteriyor. Ayrıca, Alerji/immünoloji doktorlarına yönelik satış temsilcisi ziyaretlerinde %4 düşüş gözlemlenirken, edetailing faaliyetlerinin %8 oranında arttığı görülüyor. Sonuçlara göre halihazırda haftada ortalama 1,8 edetailing çalışması alan alerji/immünoloji doktorları bu ortalamanın 3,3’e çıkması gerektiğini düşünüyor.
Araştırmaya katılan onkologlar ile aile hekimleri, edetailing faaliyetlerinin daha eğitici olduğunu belirtiyor. Bununla birlikte, kardiyologlar ile aleji/immünoloji alanında çalışan doktorlar bu anlamda kişisel ziyaretleri tercih ettiklerini belirtiyorlar.
PharmExec’e konuşan ISR CEO’su Kevin Olson, doktorların tanıtım faaliyetlerinde verilen bilgiler konusundaki tercihinin de yine uzmanlık alanına göre değiştiğini söylüyor.
“Eğer bir kardiyoloji detailing‘ine gider ve klinik denemelere ait verileri kaynak göstermezseniz, karşınızdaki muhtemelen bir şeylerin eksik olduğunu hissedecektir.”
diyen Olson, diğer taraftan onkologların klinik veriler konusuna “bize aynı şeyleri tekrarlama” şeklinde yaklaşacaklarını söylüyor.
ISR tarafından gerçekleştirilen araştırmanın sonuçları, onkologların %39’unun detailing çalışmalarının en önemli unsuru olarak “ürünle ilişkili sorulara yanıt oluşturma”yı işaret ettiklerini gösteriyor. Bunu, %30’la, “verilen bilginin yeterli ölçüde hasta odaklı olması” izliyor. Kardiyologların ise %50’si klinik verileri en önemli unsur olarak görüyor.