“İlaçlar anlatılan hastalıklara derman olmuyor”
Mersin Üniversitesi (MEÜ) Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Serhan Sevim, yaptığı açıklamada, birkaç yıldır televizyon kanalları, cep telefonu mesajları ve internet aracılığıyla bazı maddelerin “her derde deva ilaç” süsü verilerek pazarlandığını, bu maddelerle kronik hastalıkları olan hasta ve ailelerinin umutlarının sömürüldüğünü söyledi.
Söz konusu maddelerin hastaları tedavi etmeyeceğini belirten Sevim, şu bilgileri verdi:
“Multipl Skleroz (MS), alzheimer (bunama), parkinson, beyin damar hastalıkları gibi kronik nörolojik hastalıklar yanında kalp hastalığı, hipertansiyon, hiperkolesterolemi (lipid yüksekliği), diyabet (şeker hastalığı), kanser, prostatizm (prostat bezi büyümesi), egzama, infertilite (çocuk sahibi olamama), empotans (iktidarsızlık), yorgunluk, stres gibi yaygın görülen birçok istenmeyen durumu tedavi ettiği belirtilen maddeler, anlatılan hastalıklara derman olmuyor. Bunların bütün hastalıklara iyi geldiği iddiasıyla korkunç bir pazarlama faaliyeti yürütülüyor. Bu durumdan benim gibi birçok hekim arkadaşım da endişe duyuyor.”
Özellikle sosyal medya üzerinden reklamı yapılan bu maddelerin güvenilir olmadığını ifade eden Sevim, “Bu maddelerin internet sitelerinde kurnazca hazırlanmış yanıltıcı, ilaç onay belgesi süsü verilmiş ama içeriği dahi okunamayacak hale getirilmiş gıda takviyesi belgelerine rastlıyoruz. Hemen her gün televizyonlarda boy gösteren, herhangi bir tıbbi dergide yayınlanmış hiçbir bilimsel çalışması olmayan ve kendilerini ‘herbalist’, ‘farmakognozi uzmanı’ ve ‘bitki uzmanı hekim’ gibi sıfatlarla tanıtan kişilerin bu faaliyetlerini endişeyle izliyoruz” dedi.
Soruşturma başlatıldı
Sağlık Bakanlığı komisyonlarınca alınan kararlarla bu faaliyetleri yürüten kişiler hakkında soruşturma başlatıldığını hatırlatan Sevim, bu özellikteki birçok madde için toplatılma kararı çıktığını kaydetti.
Bu kararların halk sağlığının ve hasta haklarının korunması adına olumlu olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Sevim, şöyle devam etti:
“Ancak üzülerek ceza alan bu kişilerin bu kararlardan sonra faaliyetlerini giderek artırdıklarını ve her gün binlerce kişiye telefon ve e-posta mesajları gönderdiklerini görüyoruz. Hasta ve hasta yakınlarımız bu tür maddelere umut bağlamasınlar. Bunlar marketlerde pazarlanan balık yağları ya da bitki çaylarından farklı şeyler değil. Bu ürünlerin ilaçlardan daha etkin oldukları gösterilmiş olsaydı zaten dünyanın en kıymetli ilaçlarından olurlardı. Bu maddeler ilaç değildir, onların yerine geçemezler, ilaçların çözemediği sorunları çözemezler. Vatandaşların Sağlık Bakanlığı ve bilimsel onayı olmayan bu tür maddelerden uzak durmaları gerekir. Bir ilacın eczane raflarına gelebilmesi için ortalama 10-15 yıl süren ve titizlikle yürütülen onlarca bilimsel çalışmaya ihtiyacı var. Denenen ilaçlardan büyük çoğunluğu ya etkin bulunmaması ya da yan etkileri nedeniyle elenerek hiçbir zaman kullanılamıyor.”