Ölümcül “süper bakterilere” karşı yeni silah
Kanada’nın doğusundaki bir ulusal parktan alınan toprak örneğinde, tehlikeli bakterilerin gösterdiği antibiyotik direncini tersine çevirebilen bir bileşen bulundu.
Kanada’nın Ontario şehrindeki McMaster Üniversitesi bilim insanları, NDM-1 (New Delhi metallo-beta-lactamase) isimli geni anında etkisiz hale getirebilen bir bileşen keşfetti. NDM-1 geni, bulunduğu birkaç zararlı bakteriyi etkisiz hale getirmek için kullanılan antibiyotiklere karşı aşırı dirençli yapıyor. Asperjilomarazmin A (AMA) olarak adlandırılan bileşen, toprakta ve küfte yaygın olarak bulunan bir mantardan elde edildi.
Antibiyotik direnci, her geçen gün büyüyen bir insan sağlığı tehlikesi oluşturuyor. Bakterilerin her geçen gün daha fazla direnç kazanıp antibiyotiklere cevap vermemesi nedeniyle Escherichia coli (E.coli) gibi yaygın olan mikropların yol açtığı hastalıkları tedavi etmek zorlaşıyor . ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri’nin yaptığı bir araştırmaya göre, ABD’de her yıl 2 milyon kişi antibiyotik direnci olan bakteriler yüzünden hastalanıyor ve bunun sonucunda 2 milyon kişiden 23,000’i hayatını kaybediyor.
McMaster Üniversitesi Bulaşıcı Hastalıklar Araştırma Enstitüsü müdürü ve araştırmanın lideri Gerard Wright, Kanadalı takımın NDM-1 adlı geni etkisiz hale getirebildiğini söyledi. Ayrıca bu genin, 2009 yılında keşfedilmesinden bu yana insanların sağlığını tehdit eden en önemli gen olduğunu da belirtti. Nature isimli bilim dergisi, bu ay NDM-1 konusunu kapağına taşıdı.
Wall Street Journal’ın haberine göre; Case Western Reserve Üniversitesi Frances Payne Bolton Hemşirelik Okulu’nda mikrobiyolog ve bulaşıcı hastalıklar uzmanı olan Irena Kenneley, “Birden fazla ilaca karşı direnç geliştiren bu organizmaların, daha gelişmiş enfeksiyonlar üretmesini tersine çeviren bir mantar türünün bulunması çok büyük bir olay,” dedi. McMaster araştırmasına dahil olmayan Doktor Kenneley, “Daha fazla tedavi yolunun bulunması sonuç olarak daha çok hayat kurtarmamızı sağlayacak,” diye konuştu.
McMaster takımı, Aspergillus versicolor adlı mantar ve karbapenem antibiyotiğinin özütlerinin karışımı olan AMA, direnç gösteren üç farklı süper bakteri türü olan Enterobakteriler (E.coli de bu familyaya aittir), Acinetobacter cinsi bakteriler (Zatürre ve kan yoluyla bulaşan enfeksiyonlara neden olur) ve Pseudomonas cinsi bakterilerde (Genellikle hastalara hastahanelerde ve bakımevlerinde bulaşır) NDM-1 genini inaktif hale getirdiğini keşfetti. NDM-1 geni, bakterileri antibiyotiklere karşı dirençli yapan ve çalışmak için çinkoya ihtiyaç duyan bir enzimin sentezlenmesinde görev alıyor. Doktor Wright, AMA’nın çinko ile enzimi birbirinden ayırdığını, böylelikle antibiyotiğin işlevini yerine getirebildiğini söyledi. Wright, AMA’nın yalnızca karbapenem antibiyotiğine direnci olan bakterilerde test edilmesine rağmen diğer antibiyotiklerle birleştirildiğinde bileşenin benzer sonuçlar vereceğine inanıyor.
Ama ilk olarak 1960’lı yıllarda bitkilerin solan yapraklarında görülerek tanınmasının ardından yüksek kan basıncı tedavisinde kullanılabilecek olası bir ilaç olarak görüldü. Bir kaç yıl önce McMaster’daki 10,000 toprak örneğinin sıradan incelenmesi sırasında ortaya çıkmasından sonra Wright’ın laboratuvarında incelenmeye başlandı. AMA içeren toprak örneği, Wright’ın yüksek lisans öğrencilerinden birinin Nova Scotia Parkı’na yaptığı sıradan bir gezi sonucunda alındı. Test edilen 500 örneğin içinden yalnızca bu örnek, hücre kültürlerindeki NDM-1 genini inaktif hale getirebildi.
Doktor Wright “Şansımız yaver gitti,” diyor ve ekliyor, “Bu bize o ekolojik organizmalara, antibiyotikleri ilk elde ettiğimiz yere gitmenin gerçekten iyi bir fikir olduğunu gösteriyor.”
McMaster takımı AMA bileşeninin daha saf bir halini, ilaca direç gösteren zatürre bakterilerinin ölümcül bir türünün enjekte edildiği farelerle gerçekleştirilecek olan deneylerde kullanmak için geliştirdi. AMA ve karbapenem antibiyotiği ayrı ayrı kullanıldığında tedavinin sonuç vermediği görüldü. Ancak AMA ve karbapenem antibiyotiğinden oluşan bileşenin enjekte edildiği farelerin %95’inden fazlası, ölümcül zatürre bakterilerinin enjekte edilmesinden beş gün sonra bile hala yaşıyordu. Bu ilaç kombinasyonu, dirençli süper bakterin yol açtığı hastalıklara yakalanan vakalardan alınan 229 hücre kültürü üzerinde de denendi. Bu tedavi, kullanılan örneklerin %88’ini karbapeneme yeniden duyarlı hale getirdi.
Ancak bakterilerin günün birinde AMA’yı alt etmenin bir yolunu bulma ihtimalleri de var. Doktor Wright “Ne yaparsak yapalım, direncin söz konusu olmayacağı bir durum olamaz,” diyor, “Sonuç olarak evrim böyle bir şey ve ona karşı gelemezsiniz.”