Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da 13 milyondan fazla KOAH hastası var!
GlaxoSmithKline‘ın (GSK) Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki 11 ülkede yürüttüğü ve kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) ile ilgili ilk bölgesel ve toplum temelli araştırma olan BREATHE, bu ülkelerde 13 milyondan fazla KOAH hastası tespit etti. Türkiye’de KOAH görülme sıklığını %4,2 olarak ortaya koyan araştırmaya göre, yaklaşık 74 milyon nüfusu olan Türkiye’de, 3 milyona yakın KOAH hastası olduğu tahmin ediliyor.
Çalışmanın bulgularına göre astım ve kronik kalp yetmezliği ile benzer oranda görülme sıklığına sahip olan KOAH’ın, 2030’a kadar dünya genelinde en fazla ölümle sonuçlanan ilk dört hastalıktan biri olacağı öngörülüyor.
Türkiye’de her 100 kişiden 4’ü KOAH hastası
Araştırma Cezayir, Mısır, Ürdün, Lübnan, Fas, Pakistan, Suudi Arabistan, Suriye, Tunus, Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde yapıldı. 11 ülkede KOAH hastalığının görülme sıklığı ortalaması %3,6 iken, Türkiye’de bu oran %4,2’ye çıkıyor. Bu bulgularla Türkiye 11 ülke arasında KOAH’ın en sık görüldüğü üçüncü ülke konumunda bulunuyor. Hastalığın en sık görüldüğü ülkeler ise %5,4 ile Ürdün ve %5,3 ile Lübnan.
BREATHE Çalışması bulguları, sigaranın bölgedeki en önemli toplum sağlığı sorunlarından biri olduğunu gösteriyor. Araştırmanın gerçekleştirildiği ülkelerde ortalama olarak her 100 kişiden 30’u sigara kullanıyor. Türkiye, 11 ülke içerisinde sigara içme oranının en yüksek olduğu ülkelerden biri; erkeklerin %60’ı, kadınların ise %23,5’i sigara kullanıyor.
KOAH hastalarının %30’u hastalığının farkında değil
Araştırma, KOAH’ın tanı ve tedavisi ile ilgili sorunları da ortaya koyuyor. KOAH vakalarının üçte biri değerlendirme altına alınmıyor. KOAH tanısı koyulan kişilerin ise üçte ikisi doğru tedavi imkânlarından yararlanamıyor. Çalışma, KOAH hastalarının, hastalıkları ile ilgili farkındalık düzeylerinin düşük olduğunu gösteriyor. Hastaların %30’u hastalığının altında yatan nedenden emin değil; %50’si ise sigara içmenin potansiyel bir neden olduğunu bilmiyor. Üstelik KOAH tanısı konulan hastaların %65’i hala düzenli olarak sigara içiyor.
Araştırma, KOAH hastalarının günlük yaşantılarının da önemli derecede etkilendiğini gösteriyor. Araştırmaya dâhil edilen hastaların %27’si solunum problemleri nedeniyle çalışamazken yaklaşık üçte ikisi günlük aktivitelerinde KOAH’a bağlı kısıtlamalar hissediyor.
Araştırma KOAH Tedavisi İçin Altyapı Oluşturacak
GSK Türkiye adına Medikal Direktör Dr. İpek Demircan yapılan araştırmayı şöyle değerlendirdi:
“BREATHE Çalışması, bölgede hem toplumsal maliyet, hem de bu sağlık sorununun hastalar ve aileleri üzerindeki etkileri açısından KOAH’ın getirdiği yükü ölçen ilk çalışma. Yapılan çalışma, Türkiye’de ve diğer ülkelerde bu kronik durumla yaşayan hastaların korunması, tanısı, tedavisi ve yaşam kalitesinin iyileştirmesi için hepimize bir aksiyon çağrısı. Biz bu çalışmayı uzun soluklu bir taahhüdün temel basamağı olarak görüyoruz. Elde edilen bulguların, kamu kuruluşları ve sağlık hizmeti uzmanları aracılığıyla toplum sağlığı planlamasına ve bu kronik hastalıkla yaşayan insanların yaşam kalitelerinin artmasına katkıda bulunacağına inanıyoruz.”
BREATHE Çalışması hakkında
BREATHE Çalışması (an oBservational cRoss-sEctionAl epidemiology sTudy in cHronic obstructive pulmonary disease in the MEA region), Orta Doğu ve Afrika Bölgesi’ndeki 11 ülkede KOAH semptomlarının görülme sıklığını tahmin etmek amacıyla yürütülmüş. Araştırma, KOAH görülme sıklığı verilerinin diğer ülkelerle karşılaştırıldığında Orta Doğu ve Afrika ülkelerinde oldukça kısıtlı olması nedeniyle bu bölgede gerçekleştirilmiş. Hastalık yönetimi, hastaların ilaçlara ulaşımı, lokal tedavi kılavuzlarını iyileştirmek ve genel hasta/hekim farkındalığını ve KOAH eğitimini arttırmak üzere KOAH görülme sıklığı, yükü ve maliyeti hakkında doğru bilgiyi toplamak amacıyla başlatılmış.
Araştırma kapsamında 40 yaş ve üstü kişilerle yapılan ardışık telefon görüşmeleri ardından kişilerin KOAH’a yatkınlığı tanımlanmış. Bu hastaların, hastalığın risk faktörleri, hastalık öyküsü, semptomları, günlük yaşama etkisi, tedavisi ve finansal etkisini değerlendiren detaylı bir anketi tamamlaması istenmiş.
Toplamda 210.121 kişiyle iletişim kurulmuş ve bu kişilerden çalışmaya uygun olan 83.447’sinden 62.086’sı araştırmaya katılmayı kabul etmiş. Genel yanıt oranı, çalışma popülâsyonunun yüksek oranda temsil ettiğini gösterir şekilde %74,2 olmuş.