Sağlık Bakanlığı, Sutent ve Glivec adlı ürünlerle ilişkili bir duyuru yayınladı
Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü (İEGM) bünyesinde faaliyet gösteren Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM), Sutent (sunitinib malat) ve Glivec (imatinib) adlı ürünlerle ilgili ulusal basında çıkan haberlere ilişkili bir duyuru yayınladı:
Yazılı ve görsel medya’da ingiliz Daily Mail gazetesine dayandırılarak, Glivec ve Sutent isimli ilaçların, kanser kitlesini küçültmenin yanı sıra onları daha saldırgan ve hareketli hale getirdigine dair bir haber yayımlanmıstır. Haberde, “Harvard Tıp Okulundan Dr. Kalluri ve arkadaslarının meme kanseri olusturulmus fareler üzerinde yapmıs oldukları bir arastırmaya göre; söz konusu ilaçlara maruz kalan kanser hücrelerinin azalması sonrası vücutta daha fazla alan açılınca, kalan kanser hücrelerinin daha rahat dolasabildigi ve deneyde yer alan genetik olarak tümör modeli olusturulmus farelerin akcigerlerindeki tümörlerin boyutunda %30 oranında küçülme gözlendigi aynı zamanda ikincil tümörlerin gelisme sıklıgında 3 kat artıs oldugu” belirtilmektedir.
Bu çalısma öncelikle preklinik hayvan modeli çalısmasıdır. ilacın dozları, verilis yolları ve sekli, verildigi kanser türü (ki deneysel olusturulmus meme kanseri), bu ilacın günümüzde endikasyon dahilinde kullanıldıgı insan kanserleriyle dogrudan iliskili degildir. Sutent isimli ilaç, 2004 yılından itibaren insanlar üzerinde arastırılmaya baslanmıs bir ilaçtır. insanlar üzerinde 7 yıldan fazla deneyime sahiptir. Kullanıldıgı kanser tiplerinden ileri Evre Renal Hücreli (böbrek) Kanseri, imatinib-dirençli Gastrointestinal Stromal Tumor (GIST) ve pankreatik nöroendokrin tümörlerde ülkemizde de kullanılmaktadır. Her üç hastalık için de daha önceki standart tedavilere göre daha uzun sagkalım sürelerinin elde edilmesine imkan vermistir. Bu ilaçla ilgili insanlarda ikincil kanserlerin arttıgına dair geçerli klinik bilgi halen bulunmamaktadır. Ayrıca, bu ilaç yaygın evredeki (ilerlemis) GIST, pankreatik nöroendokrin tümör ve yayılmıs böbrek hücreli kanserlerde esas olarak kullanılmaktadır. Bu nedenle halen bu tip kanserler için hekimin de hastanın da daha iyi bir seçenegi bulunmamaktadır.