Sağlık sektörüne yeni başkanlık geliyor

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, sağlık sektörüne yeni başkanlık sistemi getireceklerini söyledi. Müezzinoğlu, Türkiye’de tıbbı araştırmalar, ilaç üretimine verilecek destek ve tıbbi teknoloji konularında sağlanacak kaynaklar gibi konularda çatı görevi yapacak 5 bakandan oluşan Sağlık  Bilimleri Yüksek Teknoloji Başkanlığı adıyla yeni bir düzenleme yapılacağını belirtti.

Bakan Müezzinoğlu, İstanbul Üniversitesi’nde düzenlenen Sürdürülebilir Sağlık İçin Çözüm Arayışı Türkiye Raporu 2014 toplantısına katıldı. Üniversitenin rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet, sağlık kuruluşlarının temsilcileri ve akademisyenlerin katıldığı toplantıda sürdürülebilir sağlık politikalarının üretilmesi ve bunun sağlık harcamalarına yansımalarını içeren çalışmaların konuşulduğu toplantıda Bakan Müezzinoğlu, bakanlık olarak konuyla ilgili çalışmaları anlattı.

SAĞLIK SEKTÖRÜNE YENİ BAŞKANLIK GELİYOR

Maliye, Kalkınma, Milli Eğitim, Bilim Sanayi ve Teknoloji bakanlarının Sağlık Bakanı Başkanlığında bir başkanlık çatısı altında bir araya geleceğini belirten Müezzinoğlu, “Yeni bir yapılanma ile Sağlık Bilimleri Yüksek Teknoloji Başkanlığı ismiyle yeni bir yasal düzenleme ile Türkiye’de tıbbi araştırmalara ve tıbbi çalışmalara verilecek destek, ilaç sanayii ve ilaç üretimine verilecek destek, tıbbi teknolojiye ve tıbbı teknolojideki dinamiklere verilecek destek ile ilgili yen bir yasal düzenlemeyi bir ay içinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunacak ve bu anlamda Türkiye’nin 2023 vizyonuna Türkiye’yi bölgede sağlıkta merkez olabilecek bir hedefe ulaşmayı birlikte başaracağız” dedi.

Aynı konu kapsamında bakanlık çatısı altında yeni bir düzenleme daha yapacaklarını hatırlatan Müezzinoğlu,  Sağlık Bakanlığı‘nda yalnız bürokratlardan oluşan bir kurul değil, bürokratların olduğu ama çoğunluğunun sektörün dinamiklerinin temsilcilerinin oluşturduğu yeni bir yapılanmayı bir ay içinde netleştirecek ve bu bir aylık süre sonunda Sağlık Politikaları Kurulu’muzun ülke sağlık dinamiklerini bölgeye sunabilecek stratejileri belirleme adına onlara sorumluluk yükleyecek. İnşallah bu sorumluluğu da bu kurul her geçen gün daha iyi noktaya taşıyacaktır.” ifadesini kullandı.

REKTÖRÜN DİKKAT ÇEKEN ANISI SALONU GÜLDÜRDÜ

İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet de sürdürülebilir sağlık çalışmalarına ilişkin dikkat çeken bir anısını paylaştı. İsviçre’de stajyerlik döneminde yaşadığı olayı bakan Müeezzinoğlu ve konuklarla paylaşan Rektör Söylet, “Zürih Üniversitesi’ne bir dağ köyünün ev doktoru bir hasta gönderiyor. Dalak damarındaki bir kan pıhtısı teşhisiyle gönderdiği hasta bir ay boyunca inceleniyor. Çok nadir bir durum ve teşhisi çok zor. Hemen doktora üniversiteden telefon ediyorlar, ‘meslektaşım bu tanıyı nasıl koydunuz? Biz bir ay uğraşarak bu tanıyı ancak koyduk’ diyorlar. Diyor ki ‘sahiden çıktı mı sonunda? Bu hasta aynı tanıyla gönderdiğim 99’uncu hastaydı’ Tabii inşallah bu duruma da düşmeyiz.” dedi. Söylet’in paylaştığı anı salondakileri güldürdü.

Toplantıya katılan akademisyen ve sağlık sektörü temsilcileri sürdürülebilir sağlık politikalarının önemini güncel örnekler üzerinden açıkladı. Paylaşılan verilere göre dünyada kronik hastalara bağlı ölümlerin oranı 2015 yılında yaklaşık olarak 41 milyona ulaşacak. Bu rakama bağlı ölüm hızının yılda yüzde 2 oranında azaltılması durumunda 36 milyon ölümün önüne geçilebileceği belirtildi.

ÜRKÜTEN RAKAMLAR

Türkiye’deki rakamlar da oldukça dikkat çekici. 2000 yılındaki toplam ölümlerin yüzde 71’inin nedeni olarak kronik rahatsızlıklar belirlendi. Sadece diyabet hastalığının Türkiye’deki kamu giderlerine maliyetinin 13 milyar TL olduğunu belirten uzmanlar, Romatoid, Artrit, spondilit gibi hastalıkların ülke ekonomisine getirdiği kayıbın 4.3 milyar Euro olduğu açıklandı.

Türkiye’de 15 yaş ve üzerindekilere yönelik araştırmada yüzde 13.2 oranda hipertansiyon, yüzde 12.8 oranda bel bölgesi kas iskelet sistemi problemleri, yüzde 9.1 oranında romatizmal eklem hastalığı, yüzde 7.7 oranda mide ülseri ve yüzde 6.8 oranında da diyabet rahatsızlığı tespit edildi. Ürküten rakamlara göre Türkiye’de 22 milyon kişinin en az bir veya birden fazla kronik rahatsızlık taşıdığı düşünüldüğünde bu rakamların etkisi çok daha iyi anlaşılabiliyor.