Sanofi, diyabet mucidini arıyor

Sanofi Grubu, diyabet konusunda yeni ve etkili tedavi yöntemlerinin yanı sıra sosyal sorumluluk projeleriyle de diyabet konusunda farkındalık yaratacak önemli çalışmalar yürütüyor. Zira kontrol altına alınmadığında körlük, böbrek yetmezliği, diyabetik ayak, kalp hastalığı ve inme gibi ciddi sorunlara yol açabilen diyabet hastalığı, 2013 yılı itibariyle dünya çapında 382 milyon kişiyi, Türkiye’de ise yaklaşık 7 milyon kişiyi etkiliyor.

Önlem alınmadığında yaşam süresini 5 ila 10 yıl kısaltan diyabetin tedavisinde öncü çözüm ve tedavi yöntemleri sunan Sanofi, hastalıkla ilgili kamuoyunda farkındalık yaratmak amacıyla projeler yürütüyor. Sanofi bu kapsamda ‘Türkiye Diyabet Vakfı’ ile birlikte, diyabetle ilgili farkındalığın artırılması ve diyabetli hastaların hayat kalitesini yükseltmek amacıyla “Sen Bul Diyabet Kolaylaşsın” adlı proje yarışması başlatıyor.

Dünyada her 6 saniyede 1 kişinin diyabet nedeniyle öldüğüne dikkat çeken Türkiye Diyabet Vakfı Başkanı Prof. Dr. Temel Yılmaz, Sen Bul Diyabet Kolaylaşsın projesinin amacını şöyle özetliyor:

“2013’te dünya genelinde 5,1 milyon kişi diyabet nedeniyle hayatını kaybetti. Öte yandan diyabetlilerin % 50’sinde genel obezite, % 71,4’ünde santral obezite (özellikle bel çevresinde görülen yağlanma artışı), % 53’ünde hipertansiyon ve % 32’sinde ise hem obezite hem de hipertansiyon mevcuttur. Oysa ki, diyabetli hastaların hayat kaliteleri yükseltilerek uzun ve sağlıklı bir ömür sürebilmeleri mümkün. Bu bakış açısından yola çıkarak, Türkiye’deki diyabetli hastaların günlük yaşamlarını kolaylaştıracak buluşların ortaya çıkması amacıyla üniversite öğrencileri arasında bir yarışma başlattık. Bu projeyle, hem Türkiye çapındaki genç beyinlerin diyabetli hastaların hayat kalitelerini yükseltecek buluşlar sunmaları için onları desteklemeyi hem de hastayı ölüme kadar götürebilen diyabet hastalığıyla ilgili farkındalığı daha da artırmayı hedefliyoruz.”

“Diyabet hastalarının günlük hayatını kolaylaştıracak buluşlara  ihtiyaç var”

Türkiye’nin dört bir yanındaki üniversite öğrencilerinden gelecek olan projeleri değerlendirecek bağımsız jüri üyeleri arasında, Prof. Dr. Temel Yılmaz’ın yanı sıra Diyabetle Yaşam Derneği Başkanı Emine Alemdar, Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aybek Korugan,  Marmara Üniversitesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Öğretim Üyesi   Doç. Dr. Oğuzhan Deyneli, Doğuş Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mitat Uysal, Ulusal Beslenme Platformu 2. Başkanı Prof. Dr. Mehmet Pala ve gazeteci ve Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Fatoş Karahasan yer alıyor.

Diyabetle Yaşam Derneği Başkanı Emine Alemdar, toplumda diyabetle ilgili yeterince bilinç ve farkındalık oluşmadığına, bunun da diyabetli hastaların hayatını daha da zorlaştırdığına dikkat çekiyor. Alemdar, diyabet hastalarının günlük hayatta ihtiyaç duyduğu ve yaşamlarını kolaylaştıracağını düşündüğü pratik önerileri ise şöyle özetledi:

“Diyabetli hastalar günde kimi zaman altı kez insülin iğnesi olmak zorunda kalıyor. Zamanında iğne olmazsak gün içinde hipoglisemi geçirme riskimiz artabilir.. Giyilebilir teknolojiler ya da cep telefonu uygulamalarıyla ne zaman insülin iğnesi olacağımız konusunda bizi uyaran sistemler geliştirilebilir. Ya da diyabetik sağlıklı gıdalar vediyabetik giyim ürünleri konusundaki pratik çözümlerle hayat kalitemiz yükseltebilir. Üniversite öğrencilerine diyabetli hastaların ihtiyaçları iyi anlatıldığı takdirde çok başarılı buluşlar ortaya çıkacağına inanıyorum.”

“2035’da diyabetli hasta sayısı yarım milyarı aşacak”

1980’de dünya genelinde 30 milyon insan diyabetliydi. Bugün 382 milyon kişinin diyabetli olduğu tahmin ediliyor ve Uluslararası Diyabet Federasyonu, 2035’a gelindiğinde diyabetli insan sayısının yarım milyarı aşacağını öngörüyor¹.

Sanofi Diyabet ve Yenilikçi Ürünler İş Birimi Direktörü Pelin Yunusoğlu, diyabetin dünyada ve Türkiye’de her geçen gün daha fazla insanı etkilediğini vurgularken, Sanofi olarak 360 derece hastalık yönetimi yaklaşımı ile diyabet hastalarının ihtiyaç ve beklentilerine odaklanarak diyabet konusunda tedavi yöntemleri geliştirirken sosyal sorumluluk bilinciyle de diyabet konusunda öncü projeler ürettiğini belirtti ve sözlerine şöyle devam etti:

Türkiye’de diyabetin ortalama başlangıç yaşı 49’dur. Bu, üretken çağda olan nüfusun gelecek dönemde daha erken bir zaman diliminde komplikasyonlarla mücadele edeceğine ve gerek tedavi gerekse de iş gücü kaybına bağlı maliyetlerin artacağına işaret ediyor. Bu kapsamda dünyanın mücadele ettiği diyabetle ilgili öncü çözüm ve tedavi yöntemleri geliştiriyoruz ve bu alanda Ar-Ge’ye önemli yatırımlar yapıyoruz. Tedavi süreçlerinin yanı sıra sosyal sorumluluk projelerimizle de diyabet konusunda farkındalık yaratacak çalışmalar yürütüyoruz. Bu çerçevede Sanofi Diyabet olarak Türkiye Diyabet Vakfı ile birlikte diyabetin kamuoyu gündemine taşınması ve diyabetli hastaların karşılaştıkları sorunlara ışık tutmak amacıyla “Sen Bul Diyabet Kolaylaşsın” proje yarışmasını başlatıyoruz. Projemizle tüm üniversite öğrencilerini bu sürece aktif olarak dahil etmeyi hedefliyoruz ve Türkiye çapındaki üniversitelerin tümünden katılım bekliyoruz.

Öğrenciler Sen Bul Diyabet Kolaylaşsın yarışmasına nasıl katılacak?

“Sen Bul Diyabet Kolaylaşsın” Proje Yarışması, Türkiye çapındaki üniversitelerin tamamına ulaşmayı hedefleyen proje bu kapsamda ülke genelindeki üniversite öğrencileri arasında diyabetin önemi ve hastaların ihtiyaçları konusunda bilgilendirme ve farkındalık çalışmaları yürütülecek. Bu süreçte tüm Türkiye çapındaki üniversitelerin öğrenci kulüpleriyle, öğrencilerin oluşturduğu marka takımları işbirliği içerisinde çalışacak ve öğrenciler diyabette ihtiyaca yönelik çözüm önerileri üretmeleri konusunda teşvik edilecek.

Buluş yapılması beklenen alanlar arasında; sağlık ekibine kolay ulaşım, şeker ölçümü, iyi diyabet tedavisi uygulaması, diyabetik öz bakım ürünleri, diyabetik gıdalar, diyabetik giyim ürünleri ve diyabetik yazılım uygulamaları gibi alanlar yer alıyor. Projelerin ödüle değer bulunması için, projenin diyabet hastasının hayatını kolaylaştırması, üretilebilir, hayata geçirebilir olması ve yaratıcı olması gibi kriterler bulunuyor.