Sık münakaşa eden erken ölüyor
Eş, dost ve akrabalar ile sık sık münakaşa etmenin orta yaştayken ölüm riskini artırdığı belirtiliyor.
Sonuçları Journal of Epidemiology and Community Health dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, özellikle erkekler ve işsizler için bu risk daha fazla.
Aile üyelerinin kaygı ve talepleriyle uğraşmak da ölüm riskini artıran etkenlerden. Elbette bütün bunların yanı sıra, kişinin stresle başa çıkma kapasitesi önemli bir rol oynuyor.
Arkadaş çevresi sağlık getiriyor
Kopenhag Üniversitesi’nden araştırmacılar, sürekli anlaşmazlık halinde olmanın bir erkek veya kadının ölüm riskini 2-3 kat artırdığı sonucuna ulaşmış.
Fakat bu tablonun sebepleri konusunda emin değiller. Önceki araştırmalar, kaygı düzeyi yüksek olan, eşiyle çocuklarının taleplerinden bunalan, aile üyeleriyle sıkça tartışan kişilerin kalp krizi veya felç geçirme ihtimallerinin diğer kişilere göre daha yüksek olduğunu ortaya koymuştu.
Bu araştırmalara göre, iyi bir sosyal destek ağına ve geniş arkadaş çevresine sahip olanlar daha sağlıklı oluyor. Ancak hepsinden önemlisi kişiliğimiz; sosyal olaylara ve ilişkilere nasıl karşılık geliştirdiğimiz. Son yapılan araştırmada yer alan uzmanlar, stres durumlarında artan yüksek tansiyon ve kalp-damar raharsızlıklarının ölüm oranının yükselmesine yol açtığını düşünüyor.
Araştırmanın aktarıldığı makalede, erkeklerin stres etkenlerine yüksek düzeyde kortizol hormonuyla tepki verdiği ve bunun sağlığı olumsuz etkileyebileceği belirtiliyor.
36-52 yaşlarındaki 9.875 erkek ve kadın üzerinde yapılan araştırmada, stresli sosyal ilişkiler ile erken ölüm vakaları arasındaki ilişki incelendi.
Sıkça kaygılanmanın ve eş ile çocuklardan gelen taleplerin ölüm riskini 2-3 kat oranında artırdığı sonucuna varıldı.
İşsiz olmanın ise kaygı düzeyi artışını perçinlemesi, araştırmada varılan bulgulardan biri.
Özellikle erkeklerin, kadın eşlerinden gelen talepleri karşılama konusunda hassas oldukları belirtiliyor.
Münakaşa hayatın parçası ama…
Kopenhag Üniversitesi Kamu Sağlığı Bölümü’nden Dr. Rikke Lund, kaygıların ve münakaşaların hayatın parçaları olduğunu söylüyor. Ancak sürekli veya sık sık sosyal geçimsizlik halinde olan kişilerin büyük risk altında olduğunu belirtiyor:
“Özellikle işsiz olanların yaşadığı geçimsizliğe müdahale edilmesiyle, sosyal ilişki stres yükleyicileriyle ilişkili erken ölümlerin önüne geçilebilir.” Londra’daki Westminister Üniversitesi Psikoloji ve Fizyoloji Bölümü’nden Prof. Angela Clow, bulguların şaşırtcı olmadığını belirterek şöyle diyor:
“Biyolojik yollara bakarak geçimsizliğin neden ve nasıl ölüm riskini etkilediğini gösterseler daha ilginç olurdu.”