Solunumla şifreleme metodu geliştirildi
İngiltere’de bulunan Lancester Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, solunum sırasında kalp ve ciğerin birbiri ile iletişiminden esin alan bir şifreleme metodu geliştirdiler. Bu yeni kriptosistemin varolan sistemlerden teorik olarak çok farklı olduğu ve kriptosaldırılara çok dayanıklı olduğu belirtildi.
“Öncekilerden köklü bir biçimde farklı olan, biyolojiden türeyen yeni bir şifreleme metodu öneriyoruz.” diyen araştırmacı ekipten Tomislav Stankovski, “kardiyo-solunum bağlaşım (coupling) fonksiyonlarının zaman içinde değişen yapısından esinlenerek, bilinen kriptosaldırı yöntemlerine yüksek oranda dirençli olan bir şifreleme yöntemi öneriyoruz” dedi. Araştırma, Fizik Bölümü’nden Profesör Tomislav Stankovski, Peter McClintock ve Aneta Stefanovska tarafından yürütülüyor.
Şifreleme, günümüzde, özellikle iletişimin büyük oranda internet benzeri güvenilmez kanallardan yürüdüğü durumda, gizliliğin sağlanması için kullanılıyor. Şifrelerin güvenliği, ne kadar zor kırılabildikleri, kriptosaldırılara ne kadar dirençli oldukları ile orantılı. Şifreleme sistemleri zaman içinde, bulunan zayıflıkları nedeniyle ve ucuzlayan bilgisayar teknolojileri nedeniyle kullanışsız hale gelebiliyorlar. Bu nedenle daha güvenli şifreleme sistemleri, gizlilik için devamlı olarak çok pratik bir ihtiyaç. En eski gizlilik sağlama yöntemi olan, gizli anahtar şifreleme sisteminde, gizli anahtar ile açık metin şifrelenerek, güvensiz olduğu varsayılan kanaldan, mesela internetten karşı tarafa iletiliyor. Karşıdaki kişi de aynı gizli anahtarı kullanarak bu şifrelenmiş mesajı deşifre ediyor. Şifreleme ve deşifreleme fonksiyonlarının bu şekilde bir simetrisi var. Gizli anahtarın ne kadar büyük bir uzaydan rastgele seçildiği de şifreleme sisteminin güvenlik kriterlerinden önemli bir tanesi.
Bu yeni sistemde ise araştırmacılar, biyolojide son zamanlarda gerçekleştirilen şu keşfi kullanıyorlar: Kardiyo-solunum bağlaşım fonksiyonları, bir dizi bağımsız fonksiyonun bileşkesi olarak ifade edilebiliyor. İşte bu seçilen bileşke fonksiyonlar gizli anahtar yerine geçiyor. Bu fonksiyonlar da, zaman içinde değişen yapıya sahipler. Bu yeni sistemde, bağlaşım fonksiyonların seçiminde de sınır olmadığı için anahtar uzayı da sonsuz sayıda eleman içeriyor ve dolayısıyla tüm anahtar uzayını tarayacak bir kripto saldırıya çok dayanıklı oluyor.