Türkiye, ‘Ev Hemodiyalizi’nde Avrupa dördüncüsü
Kadavradan yapılan böbrek nakline eşdeğer yaşam süresi sağlaması, gece uykuda yapılan uzun diyaliz sayesinde hastaların sağlıklı insanlar gibi yaşamlarına devamına olanak tanıması, ülke için daha ekonomik olması gibi nedenlerle “Evde Hemodiyaliz” uygulamalarının tüm dünyada giderek yaygınlaşıyor.
Konuya dikkat çeken Fresenius Medical Care (FMC) Türkiye Başkan Yardımcısı Aşkın Korkusuz, “Şu an Türkiye’de mevcut Ev Hemodiyalizi hasta sayısı 200 civarında. Star gazetesi’nin haberine göre; nu sayıyla Türkiye, Ev Hemodiyalizi tedavisinde, İngiltere, Almanya ve Fransa’nın ardından Avrupa’da dördüncü sırada yer alıyor, hedefimiz üçüncülük” diye konuştu.
Dünyada uzun yıllardan beri uygulanan Ev hemodiyalizi ile ilgili açıklamalarda bulunan Aşkın Korkusuz, “Ülkemizde Ev Hemodiyalizi, 2010 yılı içerisinde yayınlanan Sağlık Uygulama Tebliği ile uygulanmaya başladı. Dünyadaki Ev Hemodiyalizi tedavisi gören hasta rakamlarına bakıldığında birinci sırada 6.834 hasta ile Amerika Birleşik Devletleri, ikinci sırada 1.267 hasta ile Kanada ve üçüncü sırada 981 rakamıyla Avusturalya yer alıyor. Avrupa’da ise Almanya, İngiltere ve Fransa ilk üç sırada yer alıyor. Bugün 200 civarında ev hemodiyalizi uygulayan hastanın mevcut olduğu Türkiye, ev hemodiyalizinde Avrupa dördüncüsü” dedi.
Dünya genelinde diyaliz hastalarının yaklaşık yüzde 15’inin evde tedaviden yararlandığına işaret eden Korkusuz, “Ev hemodiyalizinde ön koşul, hastanın istekli ve kendi diyalizini yapabilecek kapasitede olmasıdır. Diyaliz hastaları bu uygulamadan yararlanmak istediklerinde ilgili Nefroloji Uzmanı hastayı değerlendirir ve ev hemodiyalizi için uygun olan hasta eğitime tabi tutulur. Bir aylık teorik eğitimin ardından, bir ay da uygulamalı eğitim gördükten sonra ev hemodiyalizine başlayabilir. Ev tedavisine başlayan hasta, doktor ve hemşirelerin takibinde tedavisini sürdürür” diye konuştu.
“Ev Hemodiyalizi kendi hayatını yönetme özgürlüğü verir”
Ev hemodiyalizinin diyaliz hastalarına büyük konfor sağladığına ve yaşam kalitesini arttırdığına işaret eden Korkusuz, “Ev hemodiyalizi sayesinde elde edilen konfor ve özgürlük dışında, asıl önemli kazanç hastaların daha uzun süre diyaliz olabilmesine olanak tanımasıdır. Kanada’da yapılan bir çalışma, evde uzun gece diyalizi yapan hastaların yaşam süresinin, kadavradan böbrek nakli olan hastalarınkiyle aynı olduğunu gösterdi. Haftada üç gün dört saat yerine, üç gün sekiz saat diyaliz sonrasında böbrek yetmezliğinde biriken toksinler daha iyi temizlenmekte, sıvı birikimi azalmakta, deri rengi ve kemik hastalıkları düzelmektedir. Pek çok diyaliz hastasının kullanmak zorunda kaldığı tansiyon, fosfor ya da kan ilaçları kullanımına ihtiyaç kalmamaktadır” dedi.
Korkusuz, “Ev hemodiyalizinde, diyaliz sonrası yaşanan halsizlik, tansiyon düşmesi ve kramplar yok olmakta hastalarda iştah artmakta, kanda protein-albümin düzeyi yükselmekte, gerçek kiloda artış ortaya çıkmaktadır. Çoğu hastada, tuz dışında diyette ciddi kısıtlama ortadan kalkmakta. Tüm vücut fonksiyonları düzelip daha sağlıklı olan hastaların gündüzleri de tamamen boşaldığı için iş ve okul yaşamlarında başarıları artıyor. Hastaların cinsel sağlığı ve üreme fonksiyonlarında da düzelme oluyor. Şu anda ev hemodiyalizi tedavisi gören iki hamile hastamız var. Sağlıklı bir şekilde doğumlarını gerçekleştirmelerini umuyoruz” diye konuştu.