Türkiye’de ilaç Ar-Ge yatırımları daha da artmalı
Türkiye’de Denetim, Vergi, Danışmanlık, Kurumsal Finansman ve Kurumsal Risk alanlarında 25. hizmet yılını dolduran Deloitte’un hazırladığı “Türkiye’de sağlık ekonomisi ve ilaç sanayi 2011” raporu, Türkiye’deki ilaç sektörüne dair ilginç veriler ortaya koyuyor. Rapora göre, Türkiye’de kullanılan ilaçların yüzde 78,3’ü yerli üretimden gelirken Ar-Ge alanında atılması gereken birçok adım bulunuyor.
Rapora ilişkin değerlendirmede bulunan Deloitte Türkiye Sağlık ve İlaç Endüstrisi Lideri ve Ortak Güler Hülya Yılmaz,
“Türkiye’de sağlık ve ilaç sektörünün iyileştirilmesi için etkin bir hükümet-sanayi işbirliği geliştirilip devam ettirilmesi kaçınılmazdır. Araştırma ve Geliştirme (Ar-Ge) faaliyetleri sağlık ve ilaç sektörünün gelişimi için çok önemli ve gereklidir. Dünyada cirosuna oranla yenilikçi ilaç sanayinden daha fazla Ar-Ge yatırımı yapan bir sanayi dalı daha yoktur. Türkiye’de bu faaliyetler için insan kaynağı olarak ciddi bir potansiyel vardır ancak bu kaynağın akıllıca ve etkin olarak bu amaç için yönetimi ve organizasyonu gereklidir. Gelişimi sürdürmek için katma değer yaratılması gereği kaçınılmazdır”
dedi.
Rapora göre Türkiye’de ithal-yerli ilaç dağılımına bakıldığında kutu temelinde ağırlığın Türkiye’de üretilen ilaçlarda olduğu görülüyor. Raporda,
“2009 yılı için bakıldığında; kullanılan ilaçların kutu bazında yüzde 78,3’ü yerli üretimdir. Gene 2009’da ithal ilaçlar kutu olarak yüzde 21,7 gibi bir orandayken, tutar temelinde payları yaklaşık yüzde 48’e yükselmektedir. Türkiye’nin ilaç ihracatı 2001-2009 döneminde 149 milyon dolardan 429 milyon dolara yükselmiştir. Diğer bir deyişle 3 katına yakın artmıştır. İhracat bedeli düşük olsa da belli ölçüde artış trendi göstermesi sevindiricidir. Ancak yine de yeterli değildir. Aynı dönemde Türkiye’nin ilaç ithalatı da çok benzer bir artışla 1,5 milyar dolardan 4 milyar dolara yükselmiştir. Gene aynı dönemde ilaç ihracatının ithalatı karşılama oranı ortalamada yüzde 10’lar seviyesinde kalmıştır”
deniliyor.
İlave tesise gerek kalmaksızın, sadece mevcut tesislerle Türkiye’de daha fazla ilaç üretimi yapmanın mümkün olduğu belirtilen raporda,
“Bu kapasitenin niçin doldurulamadığı incelemeye muhtaçtır. İlaç sanayi bakımından son derece önemli görülen ‘Fikri Mülkiyet Hakları’ bağlamında dikkate alınması gereken bir diğer husus, patent ve marka haklarının korunmasına yönelik kanun hükmünde kararnamelerin suç ve cezalara ilişkin hükümlerinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş olmasıdır. Suç ve cezaya yönelik hükümlerin kanunla düzenlenmesi gerekmektedir. Dolayısıyla, yasal bakımdan bir boşluk mevcuttur. Patent ve Faydalı Model Kanun Tasarısının yasalaşması halinde önemli ilerleme kaydedilebilecektir. Bahse konu kanun tasarısının yasalaşmasının gecikmesi Türkiye’nin bu alandaki sicilini ve Türkiye’de yapılacak başta Ar-Ge olmak üzere fikri mülkiyeti önemseyen yatırımları etkileyecektir”
deniliyor.
Rapora göre dünyada ciroya oranla Ar-Ge harcamaları içinde en yüksek payı ilaç sanayi alıyor. Bir molekülün insanlık tarafından kullanılabilen bir ilaca dönüşmesinin 10-15 yılı ve 1,3 milyar Amerikan dolarına varan yatırımı bulabildiği kaydedilen raporda,
“1990’lı yıllara kadar gerek piyasaya çıkan yeni ürün sayısında, gerek Ar-Ge’ye ayrılan kaynakta, gerekse ilaç pazarındaki payda Avrupa ABD’nin önünde iken, şimdi durum tersine çevrilmiştir. Bu değişimde en önemli etken ABD’nin yenilikçiliğe yaklaşımı ve Ar-Ge’ye yönelik düzenlemelere verdiği önemdir. İlaç sanayinin Ar-Ge harcamaları yılda 100 milyar dolara yaklaşmaktadır. Birçok ilaç firması Türkiye’nin yaptığı yıllık Ar-Ge harcamasından daha fazlasını tek başına gerçekleştirmektedir. Yenilikçi yaklaşımı benimsemiş olan tüm ilaç firmaları Ar-Ge yatırımlarında şu hususları önemsiyor: Kuvvetli bilimsel altyapı, iyi eğitimli araştırma personeli, fikri mülkiyet haklarına yüksek saygı, iyi araştırma merkezlerinin mevcudiyeti, üniversite-sanayi işbirliği, tanımlanmış ve şeffaf ilaç düzenlemeleri, yenilikçiliği ödüllendiren pazar yapısı, finansman imkânlarının mevcudiyeti. İlaç sanayinde Ar-Ge yatırımlarından pay alabilmenin yol haritası bir yerde bu hususlarda ilerleme kaydetmekten geçmektedir.”
ifadelerine yer veriliyor.
Rapora göre Türkiye’nin ilaç Ar-Ge’sinden aldığı pay kısıtlı kalmaya devam ediyor ve bu rakamın yıllık 48 milyon dolar civarında olduğu tahmin ediliyor. Klinik araştırmaların daha da geliştirilmesi sonucu bu tutarın arttırılabileceğine vurgu yapılıyor.
* Haberin fotoğrafı: Roche Medya Kütüphanesi